Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1201 E. 2023/8781 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el konulan taşınmazın bedelinin tespiti ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un ek 3. maddesinin derdest davalara uygulanmasını öngören geçici 15. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanması ilkesi gözetilerek, el atma tarihi dikkate alınarak dava tarihi itibarıyla değer tespiti ve ecrimisil belirlenmesinde isabetsizlik görülmeyerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/36 Esas, 2022/409 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesi eski 334 parsel (ifrazen 1783 parsel) sayılı taşınmaza davalı idarece bedel ödenmeksizin ve kamulaştırma işlemi yapılmaksızın kalıcı bir şekilde el atıldığını ve taşınmazın Termik Santrali Kömür İşletim Sahası içerisinde kaldığını belirterek kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki, görev, zamanaşımı, iş bölümü, taraf ehliyeti, hukuki yarar yokluğu, usulsuz tebligat, hak düşürücü süre, derdestlik, husumet yokluğu yönlerinden reddine karar verilmesini, ayrıca dava konusu parselin sadece bir kısmının kullanıldığını, bu kısımların ise toplam 1959,21 m² yol ve tel örgü alanı olduğunu, bu kısımla ilgili olarak da 2002/356 Esas sayılı kamulaştırma nedeniyle tescil davasında tapusunun iptali ile davacı idare adına tapuya tesciline karar verildiğini, fakat gerekçeli kararın yazılıp kesinleşmesinin sağlanamaması nedeniyle tapuya tescilinin sağlanamadığını, müvekkil kurumun dava konusu parseldeki kullandığı alanla ilgili usulüne uygun kamulaştırma işlemi yaptığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.06.2016 tarihli ve 2012/276 Esas, 2016/491 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın usulüne uygun kamulaştırıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak davacı ... (...)'a ½ pay için usulüne uygun noter tebligatı yapıldığı anlaşılmış olup kamulaştırma tebligatı yapılan pay yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de dava konusu taşınmazın diğer ½ payı için noter tebligatının 08.03.1976 tarihinde ve ölü tapu malikinin mirasçısı olmayan ... adına çıkarıldığı, usulüne uygun bir noter tebligatı bulunmadığı ve yapılan tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine göre geçersiz olduğu anlaşıldığından bu payı yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırmadan söz edilemeyeceğinden, davacının dava konusu taşınmazdaki ½ payı yönünden işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 04.03.2021 tarihli ve 2019/370 Esas, 2021/154 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile 10.400,00 m² yüzölçümlü dava konusu 334 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinden belirlenen kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ve ... Mahallesi 334 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan 1/2 hissesin iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; fiilen el atılmadığı tespit edilen 8.440,79 m²lik 1782 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gibi 1783 parsel sayılı taşınmazın diğer ½ payı için noter tebligatı ölü tapu malikinin mirasçısı olmayan, bu itibarla hak sahibi olmayan ... adına çıkarılmış olup; mirasçı malik davacı adına usulüne uygun bir noter tebligatı bulunmadığından, bu pay yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırmadan söz edilemeyeceği, bu nedenle 1.959,21m²lik taşınmazın ½ payına karşılık gelen 979,60 m² yönünden tazminata hükmedilmiş ise de; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19/06/2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 ve 22 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek madde 3 ve Geçici 15 inci maddesi ile Geçici 17 maddesi hükümlerine uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, bozmanın niteliğine göre sair yönler incelenmeksizin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 13.10.2022 tarihli ve 2022/36 Esas, 2022/409 Karar sayılı ilamı ile, davanın kısmen kabulü ile 1783 parsel sayılı taşınmazın 1/2 oranında tespit edilen 13.832,03 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ve 1783 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamına hukuken el atılmış olmasına rağmen yalnızca fiilen el atılan kısmının bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yargılama harç ve giderleri yönünden hatalı karar verildiğini, idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

5. 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.

6. 28.07.2023 tarihli ve 3226 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; Bakanlar Kurulunun 13.06.1975 tarihli ve 7/10105 sayılı kararnamesi ile kesinleşen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca tasdikli 5.12.1973 tarihli ve 2177/1095 sayılı kamu yararı kararına istinaden ... ilçesi, ... Mahallesi 334 parsel sayılı 10.400,00 m² yüzölçümlü ... kızı ... Kaya adına kayıtlı taşınmazın tamamının kamulaştırılmasına karar verildiği ve kamulaştırma evraklarının ½ pay için davacı ...(...)'a, diğer ½ payı için ise ölü tapu malikinin mirasçısı olmayan ... adına tebliğ edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/356 Esas, 2008/44 Karar sayılı ilamı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca 1.959,21 m²lik kısmının tapusunun iptali ile EÜAŞ adına tesciline karar verildiği, kararın 01.03.2013 tarihinde kesinleştiği ve 20.08.2015 tarihinde davalı idare adına tapuya tescil edilerek akabinde ifrazen 1783 parsel numarasını aldığı, kalan 8440,79 m²lik kısmın ise ifrazen 1782 parsel olarak tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. 05.04.2016 ve 16.11.2020 tarihli fen bilirkişi raporları uyarınca, 1.959,21 m² yüzölçümlü 1783 parsel sayılı taşınmazın tamamına yol ve kömür işletme sahası olarak el atılmış olup; davacı ... (...)'a ½ pay için usulüne uygun noter tebligatı yapıldığı anlaşıldığından kamulaştırma tebligatı yapılan pay yönünden davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Dava konusu 1.959,21m²lik taşınmazın ½ payına karşılık gelen 979,60 m² yönünden ise 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek madde 3'ün derdest davalara uygulanacağına ilişkin özel düzenleme ihtiva eden 2942 sayılı Kanun'un geçici 15 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak el atma tarihi gözetilerek dava tarihi itibarıyla değer biçilmesinde ve ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Dava konusu ... Mahallesi eski 334 parsel sayılı taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/356 Esas, 2008/44 Karar sayılı ilamı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca 1.959,21 m²lik kısmının tapusunun iptali ile EÜAŞ adına tesciline karar verildiği halde, infazda tereddüt uyandıracak şekilde 1783 parsel sayılı taşınmaz yönünden yeniden tescil hükmü kurulması hatalıdır.

7. Dava konusu taşınmaza el atma tarihinin 1983 yılı öncesi olduğu dikkate alınarak maktu harca hükmedilmesi gerekirken nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının;

a. (3) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılması,

b. (4) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 178,20 TL peşin harç ve 415,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 593,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,” cümlesinin yazılması,

c. (5) ve (6) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine “Yapılan yargılama giderleri toplamı olan 4.185,45 TL’nin davanın kabul red oranına göre 502,25 TL’sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 11.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun’un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.

Hâl böyle iken Yargıtay ilâmının "3. Değerlendirme" alt başlığının 4 numaralı bendinde 2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin gerekçe gösterilmesi hukuka uygun görülmediğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 11.10.2023