Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12022 E. 2024/5847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, iptal edilen kanun hükmü gözetilerek faiz hesaplaması yapılıp yapılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesinin 9. fıkrasını iptal etmesine rağmen, davanın iptal kararından önce açılmış olması ve Anayasa'nın 153. maddesinin 5. fıkrasındaki "iptal kararları geriye yürümez" ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının faiz hesaplaması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/109 Esas, 2023/1951 Karar

DAVA TARİHİ: 15.06.2022

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/193 Esas, 2022/362 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilerek; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi 1166, 1167, 1168 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça verilmiş cevap dilekçesine dosya içerisinde rastlanmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının % 4 olarak alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesinde esas alınan kriterlerin dışında herhangi bir unsur tespit edilmemesine rağmen kamulaştırma bedeline % 200 gibi bir oranda objektif değer artışı verilmesiyle yasaya ve içtihatlara aykırı hareket edildiğini, ayrıca takdir olunan vekalet ücretinin fazla olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çıplak arazi değerinin işbu dosyada 19,66 TL /m² olmasına rağmen objektif değer artış oranı düşük gösterildiği için metrekaresinin 64,88 TL/m² olarak belirlendiğini, kesinleşen dosyada taşınmazın metrekare bedelinin 80,60 TL/m² olarak belirlendiğini, bu durumun da kamulaştırılması istenen bu dosya kapsamındaki taşınmazların bedellerinin düşük hesaplanmasına yol açtığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu...Mahallesi 1166, 1167, 1168 parsel sayılı taşınmazlara İlk Derece Mahkemesince net gelir metodu esas alınarak değer belirlenmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğu belirtilerek, taşınmaza değer belirlenirken dava tarihi olan 2022 yılı Selçuklu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri kullanılması yerine 2021 verilerinin kullanılması hatalı olduğundan dava tarihi olan 2022 yılı verileri kullanılarak belirlenen metrekare fiyatına %230 oranında objektif değer artışı uygulanarak tespit edilen bedel üzerinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca tespit edilen bedele uygulanan faiz oranının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Sulu arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınmış olan 247.531.29 TL bedele, 16.10.2022 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 25.11.2022 tarihine kadar, 724.931,41 TL fark bedele ise 16.10.2022 tarihinden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 20.09.2023 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin faize ilişkin altıncı paragrafının çıkartılmasına, yerine “İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınmış olan 247.53,.29 TL bedele 16.10.2022 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 25.11.2022 tarihine kadar, 724.931,41 TL fark bedele ise 16.10.2022 tarihinden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 20.09.2023 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına ” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın tespit edilen kamulaştırma bedelinin dava tarihinin 4 ay sonrasından karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiziyle birlikte davacı idareden tahsiline karar verilmiştir. Bu karar taraf vekillerince istinaf edilmiş, ancak asıl alacağın fer'isi niteliğindeki faiz alacağına ilişkin davalı vekilinin bir istinaf talebi olmamıştır. Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince Anayasa Mahkemesinin iptal kararından bahsedilerek işletilecek faize ilişkin re'sen yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin kararı faiz uygulamasına ilişkin olarak davacı idare vekilince temyiz edilmiş, davalı vekilince bu yönde bir talepte bulunulmamıştır.

Hâl böyle olunca;

Her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekmekte ise de;

Davalı taraf vekilinin Anayasa Mahkemesinin yukarıda bahsedilen iptal kararının uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir istinaf ve temyiz talebi söz konusu olmadığından, Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen karara sonucu itibarıyla katılmakla birlikte "Değerlendirme" bölümünün 4 No.lu bendinde yazılı olan ve Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesini derdest hâldeki somut olaya ilişkin yorumlayan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 14.05.2024