Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12197 E. 2024/5152 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve usuli kazanılmış hak ihlali olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, taşınmaz bedellerinin tespitinde uyguladığı yöntem, değer artış ve azalışlarına ilişkin değerlendirmeleri, usul ve yasaya uygun bulunarak, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2256 Esas, 2023/1370 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Çameli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/25 Esas, 2021/60 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili, tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle...Mahallesi 525 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 3.584,65 m²lik kısmı (ifrazen 525 ada 5 parsel) ile 527 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 73,03 m²lik kısmının (ifrazen 527 ada 11 parsel) kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini, tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece teklif edilen bedelin çok düşük olup taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit olunan kamulaştırma bedeline 05.03.2016 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faiziyle birlikte derhal davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazların kısmi kamulaştırılması sonucu kalan kısımların yola cepheli hâle geldiğini, tarım makinalarının giriş çıkışının, ürün nakliyesinin kolaylaşacağını, bu nedenle arta kalan kısımlarda değer artışı meydana geleceğini, değer artış bedelinin hesaplanarak kamulaştırma bedeline ilave edilmesi gerektiğini, değer azalış bedeline hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, yine 525 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 813,22 m²lik kısmının kullanılamaz hale geldiğinden bahisle tamamının bedeline hükmedilmiş olduğu halde bu kısım yönünden tescil ve terkin hükmü kurulmamış olmasının doğru olmadığını, kamulaştırma bedelinin tamamına son karar tarihine kadar faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, nitekim istinaf mahkemesinin kaldırma kararı öncesi tespit edilen bedelin davalı tarafa ödendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net gelir metoduna göre değer tespitinde o yörenin mutat olarak ekilen ürünlerinin münavebeye esas alındığı, her ne kadar taşınmazlar sulu tarım arazisi kabul edildiği hâlde kuru tarım arazilerinde uygulanan % 5 oranındaki kapitalizasyon faiz oranı uygulanmış ise de bu durumun istinafa başvuran davacı idarenin lehine olduğu, yine net gelir hesabında üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı hâlde masrafların brüt gelirin 2/3'ünden daha yüksek olacak şekilde hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmış ise de bu hususun da davacı idarenin lehine olduğu, taşınmazların bilirkişi raporunda belirtilen konum ve özellikleri dikkate alındığında % 20 oranında objektif değer artışı uygulanmış olmasının yerinde olduğu, öte yandan kamulaştırma konusu her iki taşınmazın da kamulaştırma öncesi yola cepheli olduğu, bu nedenle taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında kamulaştırma nedeniyle değer artışı olacağına yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, aksine dava konusu 525 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle ifrazen üç parçaya ayrıldığı, yol yapımı nedeniyle arazinin heyelana engel olan kısmının ortadan kaldırılması sonucu arazide verimli toprakların erozyona uğrayarak heyelan oluştuğu, yine diğer 527 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında değer azalışı meydana geldiği, bununla birlikte İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında hüküm altına alınan bedelin hesabında taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında değer azalışı olmayacağının kabulü ile taşınmazların ve üzerindeki muhdesatların toplam kamulaştırma bedelinin 66.130,25 TL olarak tespit edildiği, işbu kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmediği, bu durumda kaldırma kararı öncesi belirlenen söz konusu bedeli aşacak şekilde davacı idarenin usuli kazanılmış hakkı gözetilmeyerek karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, davacı idarenin kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğine yönelik itirazının yerinde olduğu, kabule göre de tespit olunan kamulaştırma bedelinin tamamına son karar tarihine kadar faiz işletilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tespit olunan kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında meydana gelen değer artışının hesaplamada dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; usuli kazanılmış hak ihlalinden söz edilemeyeceğini, istinaf mahkemesinin kaldırma kararı sonrası meydana gelen olaylar nedeniyle fark bedelin ortaya çıktığını, kaldı ki usuli kazanılmış hakkın Anayasa ile korunan mülkiyet hakkından üstün olduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, aleyhe hüküm verme yasağının gözetilmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.