Logo

5. Hukuk Dairesi2023/121 E. 2023/3391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, yol geçirilmek suretiyle fiilen el konulan taşınmazları için kamulaştırmasız el atma tazminatı talep edilmesine karşın, davalı idarelerin parselasyon planı gereği söz konusu alanın zaiyat olarak ayrıldığını ve bedel talep edilemeyeceğini savunmaları nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın, parselasyon planının kesinleştiği tarihte yürürlükte olan 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca zaiyat olarak ayrıldığı ve bu durumun günümüz imar uygulamalarındaki düzenleme ortaklık payı kesintisi mahiyetinde olduğu gözetilerek, taşınmazın bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, Küçükesat Mahallesi 1692 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yol geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığından, kamulaştırmasız el atma tazminat alacağının davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, uzlaşma talebinde bulunmadığını, 983,00 m²lik taşınmazın 27600 sayılı parselasyon planı ile zaiyat olarak ayrılan kısım olduğunu, husumetin kendilerine düşmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; 983,00 m²lik taşınmazın zaiyat olarak ayrıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, davalı ... yönünden husumet yokluğundan, davalı ... yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu'nun (2290 sayılı Kanun) 09.07.1956 tarihinde yürürlükten kaldırıldığını, 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Anayasa Mahkemesince 22.11.1963 tarihli kararı ile iptal edildiğini, tapudaki işlemin ise 22.05.1970 tarihinde yapıldığını, bu nedenle zaiyat olarak kabul edilemeyeceğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın öncesinde 6.555 m² senet alanlı olarak tescilli iken İmar İdare Heyetinin 28.01.1955 tarihli ve 79 sayılı kararı ile onaylanan 27.600 No.lu parselasyon planı ile düzenlemeye alınarak 983 m²lik kısmının zaiyat olarak ayrılıp kalan 5572 m²lik kısmının ise imar adalarının muhtelif imar parsellerine şuyulandırıldığı, zaiyat olarak tapuda malikleri adına hâlen yaşamakta olduğu, tapu kütüğünde aktif olarak yaşayan 983 m²nin parselasyon planının onaylandığı tarihte yürürlükte olan 2290 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre yasal kesinti oranı olan %15 oranına tekabül ettiği ve zaiyatın günümüz imar uygulamalarında uygulanan düzenleme ortaklık payı kesintisi mahiyetinde olduğu, Dairemizce yapılan inceleme sırasında İmar Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevap dikkate alındığından parselasyon planının 13.07.1955 tarihli ve 9053 sayılı Resmî Gazete'de ilân edilerek kesinleştiği ve hâlen yürürlükte olduğu hususu ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2012/7409 Esas, 2012/15375 Karar sayılı ilâmı da gözetildiğinde, parselasyon planının yapıldığı ve kesinleştiği tarih itibarıyla davaya konu bölümün zaiyat olarak kesildiği ve bedeline hükmedilemeyeceği dikkate alınarak davanın yazılı gerekçelerle husumet ve esastan reddine dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacılar tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2290 sayılı Kanun’un 6. maddesi.

3. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmazın uygulamaya alındığı ve hâlen yürürlükte bulunan 27600 No.lu parselasyon planının kesinleştiği 13.07.1955 tarihinde yürürlükte olan 2290 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi uyarınca 6.555,00 m²lik taşınmazın 983,00 m²lik kısmı zaiyat olarak ayrılmış olup bu durum hâlen yürürlükte olan 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinde düzenlenen imar düzenleme ortaklık payının karşılığı olup 2290 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi gereğince %15 oranında olmak üzere davaya konu kısmın zaiyat olarak kesildiği; ancak terkin edilmesi gerekirken tapuda yaşamaya devam ettiği, bu nedenle taşınmazın bedeline hükmedilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.