Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12271 E. 2024/5346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, murislerinden intikal ettiklerini iddia ettikleri ve kamulaştırmasız el konulduğunu öne sürdükleri taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsili istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin daha önceki kesinleşmiş mahkeme kararları ile Hazine'ye ait olduğunun tespit edilmesi ve davacıların/murislerinin tapuda malik olmadıklarının anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1069 Esas, 2023/1573 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/6 Esas, 2019/325 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu...Mahallesi, 1766 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi ...'dan intikal ettiğini, taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, zamanaşımı definin kabulü gerektiğini, müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davaya konu taşınmaz hakkında daha önce açılmış olan ve mahkemelerce muris ... aleyhine kesinleşmiş kararlar mevcut iken yeniden tapu iptali ve tescil ya da tazminat davaları açılamayacağının Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, kamulaştırmasız el atma söz konusu olmadığı gibi davacıların uğramış olduğu bir zararın söz konusu olmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların mülkiyet hakkının hukuka aykırı karar ile etkisiz hale getirildiğini ve hiç bir bedelin ödenmediğini, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluştuğunu, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile...Mahallesi. 181 pafta, 1766 ada 24 parsel sayılı taşınmazın İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ( Kapanan Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin) 1975/133 Esas, 1975/714 Karar sayılı kararı ile tahsis amacına uygun kullanılmaması nedeniyle davacılar murisi adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği ve kararın kesinleşerek tapuda Hazine adına tescil edilmiş olduğu, İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/50 Esas, 1999/606 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın zilyetlik hükümlerine göre kazanılmasının taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle mümkün olmayacağı ve yine taraflar arasında taşınmazın mülkiyeti konusunda da daha önce görülmüş dava sebebiyle kesin hüküm oluştuğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Kapanan Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ) 1975/133 Esas, 1975/714 Karar sayılı kararı ve İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/50 esas 1999/606 karar sayılı kesinleşen kararları dikkate alındığında yolsuz tescilden söz edilemiyeceğinden, davacıların ve murislerinin tapuda malik olmadıklarından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itirazları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinde; dava konusu taşınmazın 07.12.1955 tarihli ve 109 sayılı ve 4753 sayılı Kanun uyarınca davacıların murisi ... adına tevzi edilmek suretiyle tescil edildiği, muris ...'ın taşınmazı Kanuna uygun bir biçimde ve ekmek suretiyle tasarrufta bulunmaması nedeniyle Köy İşleri Bakanlığı tarafından Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/133 Esas sayılı dosyasıyla geri alma davası açıldığı, yargılama sonucunda taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, ilgili kararın temyiz incelemesinden geçerek onanmak suretiyle kesinleştiği, iş bu dava sonrası muris ...'ın tevzi işleminden önceki nedene dayalı olarak Hazine aleyhinde Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/50 Esas sayılı dosyasıyla tapu iptal ve tescil davası açtığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, ilgili kararın temyiz incelemesi sonucunda onandığı, kesinleşen mahkeme kararları dikkate alındığında davacıların ve davacıların murisi ...'ın tapuda malik olmadıkları, davaya konu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.