Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1238 E. 2023/7111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması neticesinde bedele dönüştürülen taşınmaz payına biçilen bedelin yetersiz olduğu iddiasıyla açılan artırım davasında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayanıp dayanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazın satış bedeli ile ilgili çelişkinin giderilmemesi, imar parseli olup olmadığının tespit edilmemesi ve emsal belirlemede usule aykırılıklar bulunması, ayrıca benzer bir dosyada farklı emsal değer belirlenmiş olması gözetilerek, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1278 Esas, 2022/1827 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/24 Esas, 2021/60 Karar

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, .... ilçesi, ... Mahallesi, 1609 parsel sayılı taşınmazın, davalı idarece imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen kısmına takdir edilen bedelin artırılmasını karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili verilen cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkili Belediyeye bu yönde bir müracaatta bulunulmadığını, ayrıca davanın idari yargıda görülmesi gereken davalardan olduğunu ve davanın zamanaşımı süresinde açılması gerektiğini, dava konusu kadastral parselden düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapıldığını, kesinti yapılan yerlerin bedele dönüştürüldüğünü, takdir komisyonu tarafından belirlenen birim bedelin davalılara ödendiği, bu nedenlerle davanın öncelikle dava şartı yokluğu, görev ve süre aşımı yönünden reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne artırılan bedelin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçeli olmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, emsal seçiminin hatalı, karşılaştırmasının yetersiz olduğunu, harç ve vekâlet ücretlerinin maktu alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak suretiyle tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yurt içi üretici fiyat endeksi tablosunun dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmeside bir isabetsizlik görülmemekle beraber 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi ile yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2016/195 Esas, 2017/158 Karar sayılı kararı gereğince nispi harç ve vekâlet ücreti yerine, maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davalı idare vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikle uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, emsal olarak değerlendirilen ... Mahallesi 1294 parsel sayılı taşınmazın 29.09.1998 tarihli satışına ilişkin bedelin 75.000.000.000 TL yazıldığı halde parantez içinde (yetmişbeşmilyon) yazıldığını, satış bedeline ilişkin çelişki giderilmeden karar verildiğinden raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını Yargıtay denetiminden geçen paydaş dosyasında da aynı hususta bozma yapıldığı da gözetildiğinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğini, sundukları deliller ile emsallerinin değerlendirilmediğini, hatalı bilirkişi inceleme ile metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı payına idarece takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 17/son maddesi

3.6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanuna (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi

4.2942 sayılı Kanun'nun 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki .... İlçesi, ... Mahallesi, 1069 parsel sayılı taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Buna karşın; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın 1998 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi emsal olarak değerlendirilen ... Mahallesi 1294 parsel sayılı taşınmazın 29.09.1998 tarihli satışına ilişkin bedelin 75.000.000.000 TL yazıldığı halde parantez içinde (yetmişbeşmilyon) yazıldığı, satış bedeline ilişkin çelişki giderilmeden karar verildiği gibi Dairemiz denetiminden geçen İstanbul Anadolu 26.Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/358 Esas, 2022/363 Karar sayılı dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla metrekare birim fiyatı 35TL olarak belirlendiği de gözetildiğinde rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

4.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar yada kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyayı kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.