Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1278 E. 2023/9807 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmin edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine aleyhine açılan tapu iptali davasında, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve gerçek bedelinin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/189 Esas, 2022/200 Karar

KARAR : Kısmen Kabul/Ret

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 73 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.07.2013 tarihli ve 2012/212 Esas, 2013/475 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 11.07.2013 tarihli ve 2012/212 Esas, 2013/475 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.12.2014 tarihli ve 2014/24895 Esas, 2014/31226 Karar sayılı kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken dava konusu taşınmaza yakın yerlerden, yakın tarihli ve benzer yüzölçümlü satışlar emsal alınıp, üstünlük oranlaması da yapılarak değer biçilmesi gerektiği hâlde, raporu hükme esas bilirkişi kurulunca emsal kabul edilen taşınmaza ilişkin satışlar çok eski tarihli olduğu gibi, emsal taşınmazın 675 m² olarak satışı yapıldığı halde, değerlendirme 517,14 m² ve 517,25 m² olarak yapıldığından rapor geçersiz bulunarak Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 18.12.2015 tarihli ve 2015/88 Esas, 2015/467 Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.12.2015 tarihli ve 2015/88 Esas, 2015/467 Karar sayılı kararına karşı davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu 24.03.2022 tarihli ve 2020/10746 Esas, 2022/5419 Karar sayılı ilamı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda 7 adet taşınmaz emsal alındığı, dava konusu taşınmaz ile somut emsaller kıyaslanmaksızın soyut ifadelerle bedel tespit edildiğinden bu rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığı belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; arta kalan kısımdaki değer düşüklüğünün belirlenmesi gerektiğini, aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, Yargıtay bozmasında değerlendirme tarihine değinilmediği hâlde, bu hususun gözetilmediğini, faizin değerlendirme tarihinden işletilmesi gerektiğini, harcın faizsiz iadesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının tazminat talebinin yersiz olduğunu, Hazinenin kusuru bulunmadığını, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin araştırılması gerektiğini, imar durumunun araştırılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden; davacılar adına kayıtlı olan taşınmazın, kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle Hazine tarafından açılan davada, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/420 Esas, 2008/58 sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına hükmedildiği, kararın 19.08.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.