Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1354 E. 2023/8774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerinin hissesine sahip olduğu taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığını iddia ederek, bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı murisinin dava konusu taşınmazlardaki hisselerini kamulaştırma işleminden önce devrettiği, diğer mirasçıların ise hisselerini davalı idareye bedeli karşılığında sattıkları tespit edilerek davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1824 Esas, 2022/1966 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/75 Esas, 2020/80 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2355 parsel, 2443 parsel ve 2480 parsel sayılı taşınmazlarda ...'ın 896/1792, ...'ın 21/1792 hissesinin bulunduğunu, davaya konu taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atma bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; malik olduğu iddia edilen ... adına hiçbir kamulaştırma evrakına rastlanmadığını, 2355 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin de herhangi bir kamulaştırma evrakının bulunmadığını, davacıların kamulaştırma işleminden haberdar olduklarını ve rıza-i ferağda bulunduklarını, davaya konu 2443 parsel ve 2480 parsel sayılı taşınmazların mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 01.02.1985 tarihli ve 265/122 sayılı oluru ile kamulaştırıldığını ve malik ... hissesine karşılık komisyon tarafından takdir edilen kamulaştırma bedelinin Türkiye Emlak Kredi Bankası A.Ş. Beşiktaş Şubesine bloke edildiğini, yapılan adres araştırması sonucu noter kanalıyla çıkarılan tebligatın muhatabın yeğeni ...'a tebliğ edildiğini, ...'ın ölü olması üzerine kanuni mirasçılarından ... ve ...'in rıza-i ferağ vererek tapuda satışa yönelik işlem yaptığını ve hisselerinin satışından müvekkili İdare adına tescil edildiğini, 2443 parsel sayılı taşınmazın ifrazının ardından kooperatiflere satıldığını, kamulaştırma işlemlerinin gerekli adres araştırmaları yapılmak suretiyle eksiksiz şekilde tamamlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma evraklarının noter kanalıyla usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, 1957 yılında vefat eden ... adına 1985 yılında noter tebligatı çıkarıldığını, dava konusu taşınmazlar için rızaen ferağ verildiğine ilişkin resmi senetler getirtilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içindeki belgeler ve özellikle istinaf aşamasında getirtilen tedavüllü tapu kayıtları, resmi sözleşmeler ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelerden davacıların murisi ...'ın dava konusu taşınmazlardaki hisselerini kamulaştırma işlemlerinden önce devrettiği, davalı idarece 2355 parselde kamulaştırma yapılmadığı gibi, diğer taşınmazlar için muris ... adına kamulaştırma belgelerinin tebliği için çıkartılan tebligat tebliğ tarihinde anılan kişinin sağ olmadığı nazara alındığında geçersiz olsa da bu kişinin mirasçıları olan diğer murislerin hisselerini ilgili idareye tapuda ferağ vermek suretiyle devrettikleri ve bu suretle kamulaştırmanın kesinleştiği dikkate alındığında davacı tarafın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat isteminin yerinde olmadığı, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların murisi ...'ın 1965 yılında payını dava dışı kişilere satarak dava konusu taşınmazlarda malik olmadığı, dava konusu 2355 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırıldığına ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, 2443 ve 2480 parsel sayılı taşınmazların ise Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın 01.02.1985 tarihli ve 265/122 sayılı oluru ile kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedellerinin Türkiye Emlak Kredi Bankası A.Ş. Beşiktaş Şubesine bloke edildiği, yapılan adres araştırması sonucu tebliğ tarihinde ölü olan muris ...’ın tespit edilen adresine noter kanalıyla çıkarılan tebligatın “yeğeni ...'a şerhiyle tebliğ edildiği, noter tebligatının usulüne uygun olmadığı anlaşılsa da, ...'ın kanuni mirasçılarından ... ve ...'in dava konusu 2443 parsel ve 2480 parsel sayılı taşınmazlardaki 45/1792’şer paylarının 04.02.1986 tarih ve 677 yevmiye numaralı resmi senetle, 168/100352'şer paylarını ise 12.03.1986 tarihli ve 1577 yevmiye ile 26.03.1986 tarihli ve 1979 yevmiye numaralı resmi senetlerle Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne bedeli mukabilinde sattıkları anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.