"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalılardan ... ile ... hakında açılan asıl davanın reddine,birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 91558 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalı idarelerce otopazarı yapılmak ve yol geçirilmek suretiyle el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 91558 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiili el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Mili Eğitim Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planında “eğitim alanı ” olarak tahsis edildiğini, okul alanının ilgili Belediye tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) kapsamında kamu ortaklık payı olarak ayrıldığını, kamulaştırma iş ve işlemlerinin mücavir alan sınırları içerisinde Belediyeler, mücavir alan dışında Valiliklerin sorumluluğunda olduğunu, okul alanı olarak ayrılan taşınmazların mülkiyetinin sonradan Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, bu sebeplerden müvekkil idarenin davaya hasım olmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili Bakanlığa ait bir tesis bulunmadığından kamulaştırmasız el atmanın mevcut olmadığını, bu durumda yargılamanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatının emsallerine göre fazla olduğunu ileri sürerek davanın öncellikle usulden, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleştirilen davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmaz kamulaştırma sonrası Maliye Hazinesi adına tapuya tescil edileceğinden husumetin Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerektiğini, 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddeleri gereği onaylı parselasyon planı yapılmayan yerlerde kalan Eğitim Alanlarının kamulaştırma işlemlerinden imar planı yapmaya ve uygulamaya yetkili olan Belediyelerin (mücavir alan içerisinde) ve Valiliklerin (il özel idaresi-mücavir alan dışında) sorumlu olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığından idari yargının görevli olduğu, imar planının uygulamaya geçirilmesindeki kamusal yarar karşısında mülkiyet hakkının sınırlandırılması ve davacıların parselasyon planına karşı dava açmadığı da göz önünde tutulduğunda kamu menfaatlerinin gerekliliği ile kişi yararı arasındaki adil dengeyi bozan ölçüsüz bir yükün davacıya yükletildiğinden söz edilemeyeceğinden, somut olayda tazminat şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 2012 tarihli imar planında eğitim alanı olarak ayrıldığı, davalı idare tarafından taşınmaza fiilen el atılmadığı bu yönüyle idari yargının görevli olduğu ileri sürülmüş ise de Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebebleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6100 sayılı Kanun'un 123 üncü ve 307 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içinde davacı vekilinin 17.03.2023 tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçtiklerini, vazgeçme gereğince işlem yapılmasını talep ettiği anlaşıldığından; davacı vekiline bu husustaki beyanı açıklattırılarak, dosyadan vazgeçtiklerine dair talebin davanın geri alınması mı yoksa davadan feragate yönelik mi olduğu belirlenip, talebin geri alma niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde; 6100 sayılı Kanun'nun 123 üncü maddesinde yer alan “davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (Ek cümle: 22/7/2020-7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir” hükmü gözetilerek, davalı idare vekilinin geri alma talebine muvafakatının olup olmadığı hususunda beyanı alınıp, rızası olduğu takdirde davanın geri alınması sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, davacının talebinin feragat niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde ise, davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğinden;
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının KABULÜNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularını esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.