"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki mülkiyeti davacıya ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007 nci maddesi uyarınca tazmini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemine istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun, 2017/50 Esas sayılı birleştirilen dosya yönünden kabulü ile dava konusu 127 ada 19 parsel yönünden orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin açılmış bir dava olmadığından davacı aleyhine zarar oluşmadığından davanın reddi gerektiğinden bahisle yeniden esas hakkında karar verilmiş, asıl ve birleştirilen diğer dosyalar hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 24.05.2022 tarihli ve 2022/3903 Esas 2022/12317 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Dairemiz bozma kararının 2 numaralı bendine karşı Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
Dairemizin 24.05.2022 tarihli ve 2022/3903 Esas 2022/12317 Karar sayılı bozma kararının 2 numaralı bendine karşı Bölge Adliye Mahkemesince direnilmiş ise de; dava konusu 133 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydına 19.03.2012 tarihli "orman sınırları içine alındı" şerhi konulduğu, davacının dava konusu iş bu taşınmazları şerh ile 09.07.2013 tarihinde satış yoluyla edindiği anlaşılmıştır. Buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hali ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir. 4721 sayılı Kanun’un 1020 nci maddesinde de belirtildiği üzere Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez." hükmü nazara alındığında , davacının iyi niyetli olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle verilen Dairemiz bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.