Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1546 E. 2023/9025 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki orman şerhi nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın orman sınırları içinde kalmasına rağmen hatalı tapulama çalışması sonucu özel mülkiyete konu edildiği, sonradan orman vasfı ve şerhi ile mülkiyet hakkının kısıtlandığı, bu durumun 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi kapsamında devletin tazminat sorumluluğunu doğurduğu ve gelir metodu ile belirlenen tazminat miktarının hukuka uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/101 Esas, 2022/1747 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/500 Esas, 2021/368 Karar

Taraflar arasındaki mülkiyeti davacıya ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ..., ..., ..., ... murisi ... ve dava dışı hissedar ... 'ın maliki oldukları Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Kavak mevkiinde kain tapunun 2 pafta 81 parselde kayıtlı 30.000 m² miktarındaki taşınmazın 12.700 m² lik kısmının tarım ve kültür arazisi olduğunu, 17.300 m² lik kısmının ise orman olduğu gerekçesiyle orman kadastro komisyonu tarafından yapılan tespite ... Kadastro Mahkemesinin 1993/205 sayılı dosya üzerinden itiraz ettiklerini, taşınmazın yine davacılar murisi adına kayıtlı olarak ifaz edildiğini, ... Tapu Müdürlüğünün 14.04.2015 tarihli ve 2416 yevmiye numaralı işlemi ile taşınmazın Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi G23-D-07-D-1 Pafta 149 ada 31 parsel ve 33 parsel sayılı taşınmazlar olarak yüzölçümlerinin değiştiğini, orman olarak yazıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın terkin tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesiyle; öncelikle görev, zamanaşımı ve husumet itirazları bulunduğunu, Devletin davacıların taşınmazına ilişkin tapu sicilini tutarken herhangi bir yanlışlığa sebebiyet vermediğinden onları maddi olarak da bir zarara uğratmadığını, haksız bir fiilin yahut sebepsiz zenginleşmenin bulunması gerektiğini, bu hususların hiçbirinin söz konusu olmadığını, haksız fiil teşkil eden kamulaştırmasız el atma unsurunun şartlarının dahi oluşmadığını, idareden tazmini istenen hususların bu üç unsura dayanmayan bir tazminat talebi olduğu anlaşılacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; husumet ve zamanaşımı itirazlarını aynı gerekçelerle tekrar ettiklerini, tazminat talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın mülkiyetine dokunulmadığını, taşınmazın halen davacıların adına kayıtlı olduğunu, Devletin tazminat sorumluluğunun doğmadığını, taşınmazın gerçek değeri üzerinden bedel belirlenemeyeceğini, dava konusu taşınmazın Orman olduğunun kabulü halinde, Ormanlar özel mülkiyete konu olamayacağından, esasen olmayan ve kaydi tapu maliklerine mülkiyet hakkı vermeyen tapunun iptali ile (kabul anlamına gelmemek kaydıyda) tazminat ödenmesine hükmedilmesi halinde; tazminat miktarının taşınmaz bedeli değil, tapu kaydına güvenerek tapu sahibinin imar ve ihya çalışmaları nedeniyle taşınmaza yapmış olduğu masraflar ve katmış olduğu müspet değer miktarında olması gerektiğini, faizin başlangıç tarihinin yanlış takdir edildiğini, talepten fazlasına hükmedildiğini, tapu iptaline ilişkin kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığını, mahkemece dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, objektif değer artışı ile kapitalizasyon faizine yönelik itirazlarını tekrar ettiklerini, istinaf mahkemesinin kaldırma kararında işaret edilen eksikliklerin giderilmediğini, davanın kabulüne karar verildiği yazılmış ise hükmün ayrıntılı incelenmesi sonucunda davanın aslında kısmen kabulüne karar verildiğini, reddedilen kısmın açıklanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydındaki orman şerhi nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi kök 81 parsel sayılı 30.000 m² ölçüme sahip taşınmazın 1950 yılında kesinleşen orman tahdidine göre orman sınırları içinde kalmasına rağmen 1965 yılında yapılan tapulama çalışması sırasında ... Tapulama Hakimliğinin 1965/10 Esas, 1969/96 Karar sayılı 09.07.1969 kesinleşme tarihli kararı ile tarla vasfıyla özel mülkiyete konu edilerek, tapu düzenlendiği ve 1986 yılında davacıların murisi ...'nın taşınmazın tamamının maliki olduğu, bu taşınmaz üzerine 1991 yılında orman şerhi işlendiği, 03.11.1995 tarihinde Kadastro gören yerlerde düzeltme ve değişiklik işlemi ile eski 81 nolu parselin kuzeyinde bulunan 12.119 m²lik kısmının tefrik edilerek 899 parsel numarası ile orman vasfıyla davacılar murisi adına tapuya kaydedildiği, 81 nolu parselin güneyinde bulunan 5806 m²lik kısmının da tefrik edilerek 900 parsel numarası ile yine orman vasfıyla davacılar murisi adına tapuya kaydedildiği, bakiye 12.075 m² kısmın 81 parsel numarası ile tarla vasfıyla davacılar murisi ... üzerinde bırakıldığı, 14.04.2015 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 inci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan uygulama ile parsellerin yüzölçümlerinin düzeltilerek 899 parselin 12.089,77 m² ile yeni 149 ada 33 parsel olarak ve 900 parselin de 5.845.50 m² ile yeni 149 ada 31 parsel numarası ile orman vasfıyla davacılar murisi adına tescil edildiği, ayrıca bu taşınmazlar üzerinde 2008 tarihli orman şerhinin konulduğu, bu iki taşınmazın dava tarihinde davacılar murisi adına kayıtlı olduğu ve vasfının orman olarak değiştirilmesi ve üzerine orman şerhinin konulması sebebiyle mülkiyet hakkının sınırlandığı ve kullanılamaz olduğu, bu haliyle devletin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat sorumluluğunun doğduğu anlaşılmaktadır.

3. Arazi niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 149 ada 31 ve 33 parsel sayılı taşınmazlara gelir metodu esas alınarak tazminata hükmolunmasında ve davacı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.