"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1808 Esas, 2022/2383 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/297 Esas, 2021/17 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, İnegöl ilçesi, ... Mahallesi 218 ada 3 parsel (ifrazla 218 ada 254 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde verimli bir yapıya sahip olduğunu, gelir metodu esas alınarak kapitalizasyon faizinin %4 oranında uygulanması gerektiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısmın yola cephesinin kalmadığını ve geometrik yapısı itibarıyla kullanıma elverişsiz hale geldiğinden dolayı tamamının kamulaştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının değerinin kıymet takdir komisyonu raporunda düşük hesaplandığını, üretim masraflarına tarla kirası, genel giderler ve sermaye faizi kalemlerinin dahil edilmemesi gerektiğini, imar alanında bitişik konumda bulunan taşınmaz için objektif değer artışının en az %60 oranında uygulanması gerektiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihe ait İnegöl İlçe Tarım Müdürlüğünün resmi veri listesindeki üretim masraflarının esas alınması gerekirken, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ü oranında alınmasının hatalı olduğunu, taşınmazın sulanabilir olmasının ve üzerinde sulu tarım yapılmasının şüpheli olduğunu, taşınmazın sulama kaynağı ve yeterliliği araştırılmadan sulu arazi olarak kabul edildiğini, kapitalizasyon faiz oranının yüksek uygulandığını ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın birinci sınıf verimli sulu tarım arazisi vasfında olduğunu, iklim ve toprak yapısının yıl içinde birden fazla ürünün alınmasına imkan tanıyacak nitelikte olduğunu, bu sebeplerle taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ağaçların sayısının eksik belirlendiğini ve birim fiyatlarının da düşük hesaplandığını, üretim masraflarına tarla kirası, genel giderler ve sermaye faizi kalemlerinin dahil edilmemesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın imar alanında bitişik olup, kısa süre içinde imarlı arsa vasfına sahip olacağını, bu nedenle en az %60 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, arta kalan kısmın yola cephesinin kalmadığını ve geometrik şekli ile yapısı itibarıyla kullanıma elverişsiz hale geldiğinden dolayı tamamının kamulaştırılması gerektiğini, kabul edilmediği takdirde bu kısım için uygulanan %10 oranındaki değer azalışının düşük olduğundan yeniden değerlendirilmesini talep ederek kararın kaldırılmasına istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bir kısmı kapama armut, bir kısmı kiraz ve bir kısmı boş arazi olan taşınmaza dava tarihinde geçerli olan resmi veri listesi esas alınarak, yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilmek suretiyle sulu arazi için %4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin isabetli olduğu, taşınmazın konum ve özelliklerine göre bulunan sonuç değer makul olduğundan objektif değer artış oranı uygulanmadığı, kısmi kamulaştırmadan dolayı uygulanan değer kaybına davalı tarafın itiraz ettiği, taşınmazın yüzölçümü, kullanım amacı ve geometrik şekli gözetildiğinde uygulanan oranın makul olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca istinaf mahkemesince duruşma yapılmaksızın ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sadece makul değerlendirmesinde bulunulduğunu belirtmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 ... maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Anayasanın 46 ncı maddesinde yer bulan gerçek karşılık ilkesi, 2942 sayılı Kanun'un hükümlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi ile hayata geçirilebilir. Dava konusu taşınmazın niteliğinin doğru tespit edilmesi, belirlenen nitelik doğrultusunda uygulanan değerleme usulü, resmi veriler ve emsallerin araştırılarak uygulanması, bilirkişi heyetinin teşekkülü ve hazırlanan raporun hüküm kurmaya elverişliliği gibi hususlar söz konusu ilke kapsamında incelenmesi gereken başlıca hususlardır.
3. Açıklanan bu hususlar hukukun uygulanmasının bir gereği olup, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci bendinde yer alan "Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir" ve aynı Kanun'un 371 ... maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması" temyiz olunan kararın bozulması sebebidir.
4. Bu kapsamda dava konusu taşınmaz ile ilgili İnegöl Belediye Başkanlığının 02.12.2019 tarihli yazısı ve ekindeki krokiye göre; dava konusu taşınmazın kamulaştırma kapsamında da kalan bir kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kaldığı anlaşılmakta olup, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu sonucuna varılmakla, taşınmazın bu niteliği gözetilerek kamulaştırma değerinin emsal karşılaştırması suretiyle tespiti gerekirken kısmen kapama kiraz ve armut bahçesi, kısmen tarım arazisi olduğu kabul edilmek suretiyle değer belirlendiğinden rapor geçersizdir.
5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
6. Dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, vekille temsil edilen davalılara tashih şerhi ile ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz incelemesine konu dava bedel tespit ve tescil istemine ilişkindir. Bedel tespit ve tescil davası Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 24 üncü maddesinde düzenlenen tasarruf ve 26 ncı maddesinde yer alan taleple bağlılık ilkesine tâbi tespit niteliğinde bir davadır. Bu nedenle bu tür davalarda da temyiz incelemesi sırasında temyiz talebiyle sınırlı şekilde inceleme yapılmalıdır.
Davalı tarafın temyiz isteminde istinaf talebinde belirtilen hususlar aynen tekrarlanarak davaya konu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun kabulü ile kapitalizasyon faiz oranı, taşınmazdan elde edilen gelir, objektif değer artışı ile kısmî kamulaştırma nedeniyle arta kalan alandaki değer düşüklüğüne itiraz edilmektedir. Bu itirazlar çerçevesinde inceleme yapılması ile yetinilmesi gerekirken temyiz talebini aşacak şekilde "Kanun'un açık hükmüne aykırılık" şeklindeki açık uçlu bir gerekçe ile resen taşınmazın arsa olduğunun kabul edilmesinin gerektiği belirtilerek kararın bozulması usul ve kanuna uygun olmadığı gibi aynı türden uyuşmazlıklarda farklı kararlar verilmesi sonucunu doğuracak, hâkimin tarafsızlığının sorgulanması ve içtihat birliğinin ortadan kaldırılmasına yol açabilecek nitelikte soyut bir değerlendirmedir.
Bu sebeple kararın onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan Mahkeme kararının hangi kanunun hangi hükmüne ne sebeple açık aykırılık teşkil ettiğini kuşkudan uzak ve şeffaf olarak ortaya koymayan ve temyiz talebinde dile getirilmeyen itirazları nazara alan sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum. 21.09.2023