"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2285 Esas, 2022/1826 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/21 Esas, 2022/288 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 305 ada 16 parsel sayılı taşınmazın fiilen el atılan 22,42 m²lik kısmı için Küçükçekmece 2. Asliye Mahkemesinin 2015/481 Esas, 2017/59 Karar sayılı dosyasında açtıkları davanın karara bağlanarak kesinleştiğini, taşınmazın filen el atılmayıp geriye kalan ve mevcut haliyle kullanılamayacak olan 139,79 m²lik kısmının bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını, hukuki el atmanın söz konusu olduğunu, davanın idare mahkemelerinin görev alanına girdiğini, bu nedenle görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini ve dava konusu taşınmazda sorumluluğun üst ölçekli 1/5000'lik planı yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, müvekkili kurum yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını, imar planında yol alanında kaldığını, bu alan için hesaplama yapılarak bedel tespit edilmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili idarenin yetkisinde olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca yapılan 1/5000 ölçekli plana uygun olması şartı bulunduğundan, husumetin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesini, müvekkili idare yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında tamamen yolda kaldığı, aynı taşınmazın 22,42 m²lik kısmının daha önce Küçükçekmece 2. Asliye Mahkemesinin 2015/481 Esas sayılı davasına konu olduğu, yargılama sonunda davanın kabulüne dair kararın istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından tescil hükmü terkin şeklinde düzeltilerek kesin olarak karar verildiği, sözü edilen davada dava tarihinin 23.12.2015 olup, ... Belediyesi aleyhine açıldığı, bilirkişi heyetince belirtilen davada taşınmazın metrekare fiyatını 1.500,00 TL olarak belirlendiği, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerini belirleyen usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin usulüne uygun olarak yapılmış kamulaştırma işlemi bulunmadığı, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca 26.11.2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4 üncü maddenin son fıkrası uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiği gibi, vekâlet ücretinin de buna bağlı olarak maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek madde 4.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 305 ada 16 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hukuken el atılan 139,79 m²lik kısmına ilişkin tazminat bedeli yönünden 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek madde 4'ün üçüncü fıkrası uyarınca maktu harca ve buna bağlı olarak maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi talep edilmişse de dava konusu taşınmazın fiilen el atılan 22,42 m²lik kısmına ilişkin görülen kamulaştırmasız el atma davasında taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atıldığı tespit edilmekle verilen davanın kabulü kararının kesinleştiği, 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da bir düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı, eldeki davada taşınmazın filen el atılmayıp geriye kalan kısmı için proje bütünlüğü kapsamında tazminat talebinde bulunulduğu nazara alındığında hükmedilen tazminat bedeli yönünden nispi harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetlidir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.