"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/361 Esas, 2022/324 Karar(Birleştirilen 2013/446 Esas sayılı dosya)
KARAR : Ret/Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada davalı İSKİ Genel Müdürlüğü yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davada davalı ... tarafından taşınmaza el atıldığı sabit olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 5580 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın davalılardan ... ile ... tarafından yol, İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından isale hattı boruları döşenmek suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl dosyada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; el atma tarihinin tespit edilerek o tarihteki yürürlükteki mevzuata ve taşınmazın niteliklerine göre değerlendirme yapılmasını talep etmiştir.
2.Asıl dosyada davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın öncesinde kadastral yol olduğunu, sonradan 40 metre genişliğinde imar yolu olarak planlandığını ve halihazırda üzerinde kısmen 40 metre genişliğinde İstanbul Caddesinin bulunduğunu, isale hattının bu yol güzergahı takip edilerek inşa edildiğini, taşınmaza ilk önce yol yapılarak el atıldığını, daha sonradan bölgenin içme suyunu karşılayan isale hattının yapıldığını, dolayısıyla önce el atan idarenin el atma bedelini ödemesi gerektiğini, yol yapımından müvekkili idarenin sorumlu olmadığını ileri sürmüştür,
3. Birleştirilen dosyada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından el atılmadığını, dosyaya sunulan fotoğraflardan bu hususun açıkça anlaşıldığını, 16.07.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısım kaldırım olarak belirtilmesine rağmen burada kaldırım değil, asfalt dahi bulunmadığını, taşınmaz üzerinde tamamıyla bölge halkının fiili kullanımından kaynaklı olarak meydana gelen taş ve topraktan oluşan bir yol bulunduğunu, müvekkili idare tarafından yapılmış bir imalat bulunmadığını, ... (...) Sokak olarak gözüken yolun imar planlarında yer almadığını, hatta taşınmazın Arkeolojik Sit Alanında kalması nedeniyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da bulunmadığını, fiilen taşınmaza el atmayan müvekkili idarenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2011/35 Esas, 2015/868 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idarelerden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2011/35 Esas, 2015/868 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.07.2018 tarihli ve 2017/31054 Esas, 2018/14064 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın ana arter olan İstanbul Caddesinde kalan ve davalılardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda bulunan 217,15 m²lik bölümünün tüm bedelinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmesi gerekirken, yol olarak el atılan bu alan içinde kalan ve davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından daha sonra isale hattı geçirilmek suretiyle el atılan 206,97 m²lik kısmın bedelinin İSKİ Genel Müdürlüğünden tahsiline karar verilmesi, dava dilekçesi birleştirilen dosyanın davalısı Başakşehir Belediye Başkanlığına usul ve kanuna uygun şekilde tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan, yokluğunda yapılan keşif ve inceleme neticesi savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi, her bir davalı idare aleyhine hüküm altına alınan bedele göre sorumlu tutulmaları gereken harç ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği dikkate alınmadan infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davalı İSKİ Genel Müdürlüğü yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davada davalı ... tarafından taşınmaza el atıldığı sabit olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; uzun süren yargılama sebebiyle müvekkilinin maddi açıdan büyük mağduriyete uğradığını, bozma öncesi alınan bilirkişi raporları ile Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, bozma gerekçeleri dışına çıkılarak gereksiz yere alınan hatalı bilirkişi raporları yüzünden basit bir davanın karmaşık hale geldiğini, Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmazın 217,15 m²lik kısmına ilişkin bedelin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından, 41,51 m²lik kısmına ilişkin bedelin Başakşehir Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Asıl dosyada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; her ne kadar dava konusu taşınmazın bir kısmının ana arterde kaldığı tespit edilmişse de çıkarılan özel kanunla taşınmazın sit alanında kalması sebebiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının yetki ve sorumluluğunda kaldığını, bu nedenle müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından su isale hattı geçirildiği belirtilmiş olup, el atma işlemini gerçekleştiren ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan bu idarenin sorumlu kabul edilmesi gerektiğini, el atma tarihi belli olmadığı halde nispi harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4 üncü madde uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Mahkemece uyulan bozma kararı öncesinde 16.07.2011 tarihinde fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen raporda toplam el atılan alan 258,66 m² ve ... Sokakta kalan kısım 41,51 m² olarak hesaplanmış, 22.11.2012 tarihinde fen bilirkişisi Nasuhi Köklü tarafından tanzim edilen raporda birebir aynı sonuca ulaşılmış olup, Dairemizce birbirini teyit eden bu raporlara itibar edilerek kararın yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmeyen başka gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Buna karşın, bozma sonrasında mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda 18.08.2020 tarihinde fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen raporda toplam el atılan alan 207,93 m² ve ... Sokakta kalan kısım 39,02 m² olarak hesaplanmış, 18.01.2021 tarihinde aynı bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda bu defa toplam el atılan alan 165,93 m² ve ... Sokakta kalan kısım 39,02 m² olarak hesaplanmış, aynı bilirkişinin 22.01.2022 tarihli raporunda 18.01.2021 tarihli rapordaki sonuçlara ulaşılmış, nihayet 09.09.2022 tarihinde aynı bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ... Sokakta kalan kısmın 26,59 m² olarak hesaplandığı belirtilmiş olup, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla mahallinde yeni bir fen bilirkişisi vasıtası ile keşif yapılarak dava konusu taşınmazın yol olarak kullanılmak suretiyle fiilen el atıldığı tespit edilen bölümleri yönünden alınacak yeni rapor sonucuna göre sorumlu Belediye Başkanlıkları hakkında hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı ve davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.