Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1728 E. 2023/8743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisinde kalan taşınmaz nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat istenmesi ve tapu kaydının iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması sebebiyle oluşan zararın tazmini isteminin ve tapu iptali talebinin hukuki dayanağının bulunduğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/682 Esas, 2021/1226 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/143 Esas, 2021/68 Karar

Taraflar arasında görülen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007 nci maddesi uyarınca uğranılan zararın tazmini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4795 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması sebebiyle uğradığı zararının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalıdan işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tapu iptal ve tescil talepli dava açamayacağını, idari yargının görevli olduğunu, parselin tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığını, sorumluluk halinin kabulü durumunda tazminatın zararın doğduğu tarih itibarıyla hesaplanması gerektiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle arsa olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, tapu iptal edilmediği için zararın doğmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin bilirkişi raporunda çeşitli kriterler dikkate alınarak belirlendiğini; ancak taşınmazın konum itibarıyla sahip olduğu özelliklerin göz önünde bulundurulmadığını, puanlama usulünde yapılan değerlendirmenin dayanağının açık olmadığını ve taşınmazın tüm özellikleri dikkate alınarak puanlama yapılmadığını, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını, faize ilişkin hükmün hatalı kurulduğunu, tüm tazminat miktarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; tamamlama harcı yatırılarak lehlerine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, bir hakkı dava etme yetkisinin hak sahibine ait olması nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminde bulunma yetkisinin Hazineye ait olduğunu, davacının böyle bir dava açamayacağını, henüz tapusu iptal edilmemiş taşınmazla ilgili tazminat isteminde bulunulamayacağını, mahkemenin idarenin yerine geçerek fonksiyon gasbında bulunduğunu, maliki tarafından kullanılmayan taşınmaz ile ilgili serbest piyasa koşulları gözetilerek zarar belirlenmemesinin hatalı olduğunu, seçilen emsalin uygun olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırması yolu ile değerinin tespit edilmesinin doğru olduğunu, kaldırma kararı sonrası ıslah dilekçesi verilebileceğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmadığını, davacı vekilince verilen ıslah dilekçesinde dava değeri olan 102.564,00 TL'nin 1.000,00 TL'sine dava tarihinden 101.564,00 TL'sine ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince karardaki şekilde faize hükmedilmesi hukuka uygun olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin de yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’nun “Sorumluluk” karar başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın 08.12.1969 tarihinde satış yoluyla şerhsiz olarak davacı adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın tamamının 1991 tarihinde kesinleşen kıyı kenar çizgisinde kaldığını, eldeki davanın 05.09.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.