Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1769 E. 2023/6547 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmazın sit alanı ilan edilmesi nedeniyle kamulaştırmasız el atma olduğu iddiasıyla açılan bedel tespiti davasında adli yargının görevli olup olmadığı ve davacının mülkiyet hakkına fiili veya hukuki el atmanın bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 37. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu, taşınmazın sit alanı ilan edilmesinin mülkiyet hakkını ortadan kaldırmadığı, davalı idarenin davacının taşınmazı fiili olarak kullanmasını engellediğine dair bir bulguya rastlanılmadığı ve taşınmazın kamu hizmetine veya kamunun ortak kullanımına ayrılmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek, ayrıca dava konusu taşınmazın mülkiyetinin el değiştirdiği gözetilerek yeni malikin davaya dahil edilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yaptığı değerlendirmede direnme kararını hukuka uygun bularak diğer temyiz itirazları ve bozmaya uyulan bölümlerin incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Davacı ... davalı ... vekillerinin temyiz dilekçelerinin kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 104 ada 42 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından birinci derecede arkeolojik sit alanı kapsamına alınmak suretiyle el atıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Özel İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle, idari yargının görevli olduğunu, kamulaştırmasız el atma koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, taşınmaza el atılmadığını, benzer davalarda davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.03.2013 tarihli ve 2012/231 Esas, 2013/149 Karar sayılı kararı ile davanın İl Özel İdaresi yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Dairemizin 01.11.2013 tarihli ve 2013/20290 Esas,2013/18316 Karar sayılı ilamı ile 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirildiğinden ve Anayasa Mahkemesinin 25.09.2013 tarihli ve 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamı ile 25.09.2013 tarihli ve 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.Mahkemece Verilen Direnme Kararı

1.Mahkemenin 2014/172 Esas, 2014/315 Karar sayılı kararı ile 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un geçiçi 6 ncı maddesinde değişiklik yapıldığı gerekçesiyle davanın idare Mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde karar verdiği, 6487 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilgili olarak açılacak davalarda uygulanacak usul ve esaslara ilişkin tasfiye hükümlerini içerdiği, bu tarihten sonraki uyuşmazlıklara uymadığı ve adliye mahkemelerinde davalara bakılması gerektiği görüşüyle direnme kararı verilmiştir.

2.Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/5-3114 Esas, 2021/1190 Karar sayılı ilâmı ile 2942 sayılı Kanun’un “Yetkili ve görevli mahkeme ve yargılama usulü” başlığını taşıyan 37 nci maddesinde “Bu Kanundan doğan tüm anlaşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekenleri, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görülür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu nedenle 2942 sayılı Kanun’da açıkça “idari yargıda görülür” şeklinde düzenlenmeyen uyuşmazlıklar, adli yargıda taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceğinden direnme kararı yerinde bulunarak mahkemece verilen kabul kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Nedenleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, usuli nedenlerle dosyada verilen kararların bozulduğunu, taşınmazın değerinin çok arttığını, harcı tamamlamak üzere kendilerine süre verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; mülkiyet hakkına getirilmiş bir kısıtlama bulunmadığını, dava konusu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2.2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun (2863 sayılı Kanun) 5 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.2863 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince, özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazların bizatihi kendisi değil, bu taşınmazlarda varlığı bilinen veya daha sonra ortaya çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları Devlet malı niteliğindedir.

3.Aynı Kanun'un 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının da maliklerin bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarının tabii icabı olan ve bu kanunun hükümlerine aykırı bulunmayan bütün yetkilerini kullanabilecekleri de düzenlenmiştir. Dolayısıyla taşınmazın sit alanı olarak ilan edilmesi Anayasa'nın mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğini düzenleyen 35 inci maddesi uyarınca 2863 sayılı Kanun'dan kaynaklanan bir durum olup, davalının mülkiyet hakkını ortadan kaldıran bir işlemi niteliğinde değildir.

4.Mahkemece yapılan gözlemde dava konusu taşınmazın kapama fıstık bahçesi olduğu, keşif tarihi sürülü olduğu fıstık ağaçlarının dibine toprak taşınmış olduğu, ağaçların ürünlerinin toplanmış olduğu anlaşıldığından davalı idarenin, davacıların taşınmazı fiili kullanımlarını engellemeye yönelik bir kısıtlamasının ve müdahalesinin bulunmadığı gibi taşınmazın kamu hizmetine veya kamunun ortak kullanımına ayrıldığı da tespit edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun varlığını kabule elverişli bir durum bulunmamaktadır.

5.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/5-3114 Esas, 2021/1190 Karar sayılı ilamı gereğince adli yargının görevli olduğuna ilişkin direnme uygun bulunduğundan, uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu ve dava konusu taşınmaza yukarıdaki değerlendirme bölümünün iki ve üçüncü bentleri gereğince hukuki el atmanın, dördüncü bent gereğince fiili el atmanın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

6.Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin el değiştirdiği anlaşıldığından ve 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni malik/malikler davaya dahil edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalılardan Hazine ve Kültür Turizm Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.