"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/88 Esas, 2022/345 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.11.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesine istinaden davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, Pınarbaşı Mahallesi 20 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın 1/1000 uygulama imar planı içerisinde ve etrafının meskûn olduğunu, kısmi kamulaştırma sonucu geride kalan kısmın da otoyol düzenlemesi kapsamında yeşil alanda ve bağlantı yolunda kaldığını, mülk sahibinin kullanımı ve yararlanmasına elverişli olmadığını, taşınmazın çevresinde ulaşım kolaylıkları bulunduğunu, arka kısmında ticari amaçlı yapılaşmalar bulunduğunu, taşınmazın değeri tespit edilirken bu unsurların dikkate alınması gerektiğini, kıymet takdir raporundaki değerlerin düşük olduğunu belirterek taşınmazın rayiç piyasa değerine uygun kamulaştırma bedeli tespitini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.11.2013 tarihli ve 2013/103 Esas, 2013/531 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal alınarak incelenen taşınmazın serbest satış olmadığı anlaşıldığından bu rapora göre karar verilmesinin doğru görülmediği ve 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine eklenen fıkra uyarınca dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Dairemizce yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin bozma ilâmına ilave bent olarak; dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan kısmın geometrik şekli ve kamulaştırmanın otoyol yapmak amacıyla yapıldığı hususu dikkate alındığında bu kısımda değer düşüklüğü olacağı düşünülmeden aksi görüşle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğuna dair bent ilave edilmek suretiyle karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2020 tarihli ve 2017/507 Esas, 2020/51 Karar sayılı kararı ile verilen sürelere rağmen fark bedel bloke edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece tespit edilen fark bedelin bloke edilmesi için 25.12.2019 tarihli celsede idareye 15 gün süre verildiği, ancak idarenin duruşmada hazır bulunmadığından, 15 günlük sürenin tebliğ tarihinden başladığı, davacı idareye tebligatın 20.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği ve sonraki celse tarihinin 29.01.2020 olduğu gözetildiğinde, ilk 15 günlük süre usulüne uygun olarak verilmediği gibi; 29.01.2020 tarihli celse de ikinci kez idareye 15 gün süre verildiği, davacı idarenin yine duruşmada hazır olmadığından sürenin tebliğ ile başladığı, davacı idareye tebligatın 17.02.2020 tarihinde yapıldığı ve sonraki celse tarihinin 26.02.2020 olduğu gözetildiğinde idareye ikinci kez verilen 15 günlük sürenin de usulüne uygun olarak verilmediği anlaşılmış olup, davacı idareye fark bedeli bloke etmesi için yeniden usulüne uygun süre verilmesi gerektiği düşünülmeden; kanundaki prosedüre uyulmadan süre verilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2022/88 Esas, 2022/345 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan bölümde değer kaybı oranının yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, emsal karşılaştırmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki; İzmir ili, ... ilçesi, Pınarbaşı Mahallesinde bulunan 20 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara da resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında bu bölüm için uygulanan değer kaybı oranının uygun olduğu anlaşılmıştır.
4. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup, davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki husus dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
5. Mahkemece ilk kararla tespit edilen bedele tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2022/88 Esas, 2022/345 Karar sayılı kararının;
a) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak; “Mahkemece verilen ilk kararla tespit edilen 1.180.947,00 TL bedele 21.06.2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 28.11.2013 tarihine kadar faiz uygulanmasına” ibaresi yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.