Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1824 E. 2023/4912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin taşınmaza fiilen el attığı ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 19717 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da içerisinde bulunduğu bölgenin ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.07.2005 tarihli ve 1964 sayılı kararı ile Altındağ-Yenimahalle ilçe sınırları içindeki ... İş Alanı Projesi kapsamında boşaltılan sanayi bölgesinin dönüşümüne hız vermek, bölgeyi kentsel ölçekte yeni bir kimliğe kavuşturmak amacıyla Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilân edildiğini, davalı idare tarafından yapılan imar planı neticesinde park alanı olarak ayrılmış olan dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırma yapılmadığı gibi taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın, dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın MİA Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı içinde kalmış olduğunu, Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.02.2010 tarihli ve 544 sayılı kararı ile onanan MİA Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1. Etap 1. Kısım 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında planlandığını, 19717/2 parselin park alanında kaldığını, onaylı imar planı doğrultusunda hazırlanıp ... Büyükşehir Belediye Encümeninin 16.06.2011 tarihli ve 842 sayılı kararı ile onanan 81200/7 numaralı parselasyon planı ile oluşmuş bulunduğunu, dava konusu Altındağ ilçesi, Zübeyde Hanım Mahallesi 19717 ada 2 parseldeki davacılar adına kayıtlı hisselerin kök parselinin 1605 ada 40 ve 41 parsellerin 45600 numaralı planla düzenlemeye alındığını, düzenleme sonucunda da herhangi bir düzenleme ortaklık payı ya da zayiat kesintisi yapılmadan bir kısmının istimlak, yol ve yeşil alan olarak ayrıldığını, kalan kısmının da imar ada ve parsellere şuyulandırılmış olduğunu, sonrasında da istimlak yol ve yeşil alan olarak ayrılan alanların 81200 numaralı parselasyon planı ile tekrar düzenlemeye alındığını ve yine herhangi bir kesinti yapılmadan 23490 ada 1 parsele şuyulandırılmış olduğunu, yapılan ikinci imarla da 23490 ada 1 parseldeki hisselerin yine herhangi bir kesinti yapılmadan park kullanımlı 19717 ada 1 parsele şuyulandırılmış olduğunu, 19717 ada 1 parseldeki hissenin de 19717 ada 2 parsele şuyulandırıldığını, dolayısıyla dava konusu hissenin imar parseli değil kadastro parseli olarak değerlendirilmeye alınması gerektiğini, ayrıca dava konusu parselin MİA Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1. Etabın 1. Kısmında kaldığını, bu kısımdaki park ve yol kullanımlı parsellerle ilgili müvekkili belediye encümeninin 02.08.2007 tarih ve 753/3275 sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) ilgili maddelerince uzlaşma yolu ile kamulaştırılması kararının alındığını, davacıların belediyenin uzlaşma komisyonuna kamulaştırma bedelinin ödenmesi için başvuruda bulunmadan iş bu davayı açmış olduğunu, bu encümen kararına istinaden de müvekkili belediyeye müracaat edip uzlaşma talep eden hissedarlarla belediye uzlaşma komisyonunca uzlaşma yapılarak tapu tescilinin tamamlanmasının ardından hisse sahiplerine kamulaştırma bedelinin ödendiğini, müvekkili belediyenin herhangi bir sorumluluğu olmadığından davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ve bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastral parsel olduğunu, herhangi bir düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan imar parsellerine şuyulandırılma yapıldığını, bu nedenle taşınmaza imar parseli olarak değer biçilemeyeceğini, fiilen el atmanın bulunmadığını, idarî yargının görevli olduğunu, belirlenen bedelin çok yüksek olduğunu

ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 19717 ada 2 parselin kentsel dönüşüm projesi 1 etap 1 kısma ait imar planı içerisinde kaldığı, planda park olarak ayrıldığı ve fiilen el atılarak park olarak düzenlendiği, zira davalı idarenin taşınmazda gerek imar uygulaması sonucunda gerekse kamulaştırma işlemleri nedeniyle tapuda malik bulunduğu, bu hâliyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğu ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, aynı bölgeden geçen dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatları ile uyumlu olarak değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline, taşınmazlardaki davacı paylarının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda Mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastral parsel olduğunu, herhangi bir düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan imar parsellerine şuyulandırılma yapıldığını, bu nedenle taşınmaza imar parseli olarak değer biçilemeyeceğini, aynı bölgeden Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatlarının çok üstünde metrekare birim fiyatı tespit eden bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5993 sayılı Belediye Kanunu'nun (5993 sayılı Kanun) 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir; "...Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir..."

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir

5. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve davalı idarece fiilen el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.