"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/170 Esas, 2022/2351 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/146 Esas, 2021/340 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümlerin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi ... mevkiinde kain 47466 ada 2 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile planda kültür eğlence parkı olarak ayrıldığından müvekkili tarafından Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/61 Esas, 2011/65 Karar sayılı dosyasında kamulaştırmasız el atma davası açıldığını, bu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00TL talep edildiğini, dosyada yapılan bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin 231.660,00TL alacağının olduğunun belirlendiğini davanın ıslah edilmediğini, yerel mahkemenin taleple bağlı kalarak davanın kabulüne karar verildiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 25.02.2011 tarihli ve 2011/9358 Esas sayılı ilamıyla mahkeme kararının onandığı, davalının tashihi karar talebinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 tarihli ve 2012/2800 Esas sayılı ilamı ile reddedilerek kararın kesinleştiğini, kesinleşme üzerine dava konusu taşınmazdaki müvekkilin hissesinin 26.03.2013 tarihli, 10991 yevmiye numaralı işlem ile iptal edilerek Ankara Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini, davalı adına tescil edilmesi nedeniyle hissesinin karşılığı olarak ilk davada tespit edilen bedelden tahsiline karar verilen bedelin mahsubu ile kalan 228.331,96.TL'nin, taşınmazın bedelinin tespit edildiği ilk dava tarihi olan 14.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline aksi halde davalı adına tescil edilen hissenin iptali ile müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davada idare mahkemelerin görevli olduğunu, dava konusu alanda müvekkil idarenin herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını, davacının mülkiyetinin kısıtlanmadığını, ayrıca özel sosyo-kültürel tesis alanı kullanımında bulunan taşınmazların kamulaştırma zorunluluğunun bulunmadığını, idari başvuru şartı yerine getirilmediğini belirterek öncelikle davanın husumet yokluğu nedeni ile Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idareye husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafından idareye başvuru yapılmadığını, müvekkili idarenin taşınmaza bir el atması bulunmadığını, incelemenin eksik olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın hissedarı olduğu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 47466 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davacı payına düşen 3.328,04 TL bedelin tahsili için 14.01.2010 tarihinde Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/61 Esas, numarasını alan dosyası ile dava açılmış olduğu, yapılan keşif neticesinde davacı payı için 231.660,00 TL bedel tespit edildiği, yargılama sonunda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı payına düşen 3.328,04 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olduğu, ilgili kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.11.2011 tarihli ve 2011/9358 Esas, 2011/18892 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 tarihli ve 2012/2800 Esas, 2012/7110 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği ve kararın 09.04.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu, ilk dava ile kabul edilen davacı payı 3.328,04 TL üzerindeki saklı tutulan fark bedel olan 228.331,96 TL’nin tahsili için eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 228.331,96 TL bedelin ilk dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine ve asıl davada tescil hükmü kurulduğu gözetilerek mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek 4 üncü madde gereği nispi yatırılan harçların iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmî Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
3. 2942 sayılı Kanun'un Ek- 1 ve Ek- 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı tarafından Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 47466 ada 2 parsel sayılı taşınmaza imar düzenlemesi ile kültür eğlence parkı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/61 Esas numarasını alan dosyası ile dava açıldığı yapılan keşif neticesinde davacı payı için 231.660,00 TL bedel tespit edildiği, yargılama sonunda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı payına düşen 3.328,04 TL'nin davalıdan tahsiline karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.11.2011 tarihli ve 2011/9358 Esas, 2011/18892 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 tarihli ve 2012/2800 Esas 2012/7110 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, kararın 09.04.2012 tarihinde kesinleştiği, ilk dava ile kabul edilen davacı paydan 3.328,04 TL üzerindeki saklı tutulan fark bedel 228.331,96 TL’nin tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın kabulüne ve ilk dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 1/100 ölçekli uygulama imar planında kamuya tahsisli alanda kalan dava konusu taşınmaz hakkında acılan davada 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre mahkemece ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirleneceğinden kararın bozulması gerekir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan rerddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 inci ve 4 üncü bentlerinin hükümden çıkartılmasına yerine ''Alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin ve ıslah harcı toplamından mahsubu ile bakiye 3899,34 TL harcın talep hâlinde yatırana iadesine, 59,30 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' cümlesi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.