"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1603 Esas, 2022/2094 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/162 Esas, 2021/308 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Çiftliği Mahallesi 906 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 31.05.1973 tarihli ve 1973/95 sayılı kamu yararı kararına dayanılarak kamulaştırıldığını, usulüne uygun tebligatın yapıldığını, bedelin ödendiğini ileri sürerek yasal dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 31.05.2021 tarihinde talep arttırım dilekçesi ile bedelin 407.868,75 TL'ye yükseltildiğini; ancak Mahkemece ilk bilirkişi raporunda hesaplanan 407.146,65 TL'ye hükmedildiğini yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu 906 parsele belirlenen tazminat bedelinin 407.868,75 TL olarak hükmedilmesine, karşı vekâlet ücretinin kaldırılarak vekâlet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesinin hatalı olduğunu, emsal taşınmazın farklı bir mahallede olduğunu, emsal incelemesinin Yargıtay'ın aradığı esaslara göre yapılmadığını, düzenleme ortaklık payı kesintisinin en az %40 oranında yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın değerinin ÜFE katsayısına göre belirlenmesi gerekirken TEFE katsayısına göre hesaplanmasının doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının eksik inceleme sebebiyle kaldırılmasına ve müvekkili idare lehine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya arasında bulunan 23.05.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda somut emsal olarak alınan Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Kadıköy Mahallesi, 786 ada 95 parsel sayılı taşınmazın yararlanılan 20.01.2011 tarihli satışının gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olup uygun olduğu, emsalin araştırılan imar durumuna göre arsa niteliğinde olduğu, hem dava konusu taşınmazın, hem de emsal taşınmazın imar uygulaması görmemiş kadastro parselleri olup bilirkişi raporunda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının doğru olduğu, emlak vergilerine esas rayiç birimlerinin mukayesesinde ters orantı bulunmadığı, neticeten ek rapora göre belirlenen m² birim değerinin yerinde olduğu, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince ters orantı bulunan 01.02.2021 tarihli rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 23.05.2021 tarihli ek bilirkişi raporu emsal alınmak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarece taşınmaza el atıldığını kabul etmemekle birlikte el atma tarihinin araştırılmadığını, davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, raporun tebliğ edilmediğini, dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, emsal satışların gözetilmediğini, emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın vergi beyan değerleri arasındaki oranın gözetilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Çiftliği Mahallesi 906 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsili ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.