"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2263 Esas, 2022/1477 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Görele 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/302 Esas, 2021/174 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Giresun ili, Görele ilçesi, Çavuşlu Beldesi, ... Mahallesi 328 ada 7 parsel sayılı taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın kamulaştırmasının yapıldığını, öncelikle davacının uzlaşma yoluna başvurması gerektiğini, uzlaşma yoluna başvurmadan dava açılmasının dava şartı olduğunu, davacı tarafça talep edilen tazminatın çok yüksek olduğunu belirterek öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihli ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadastro tespiti sonucu tespit edilen irtifak hakkının geçersiz olduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin hatalı olduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 38 inci maddesinde kamulaştırmasız el atma dahil tüm davalar için 20 yıllık hak düşürücü süre getiren kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılmış olan kamulaştırmasız el atma davalarının reddine ilişkin kararlarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararında belirttiği gerekçelere ve Anayasanın mülkiyet ve kamulaştırmayı düzenleyen 13, 35 ve 46 ncı maddelerine; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin mülkiyet hakkını düzenleyen ek 1 nolu protokolüne aykırı olduğunu, davalı olmayan ya da davada taraf olmayan bir kurum ya da şirket lehine yapılan şerhin davalı lehine yazılı bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalı lehine yapılmamış bir şerh nedeniyle davanın reddinin düşünülemeyeceğini, kadastro tutanağında yazılı her şerhin usulüne uygun olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, taşınmaz üzerindeki TEK lehine irtifak hakkının hukuken geçerli bir hakka ya da mahkeme kararına dayanmadığından geçerli bir şerh olarak kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin önceki içtihatlarının taşınmaz üzerinde şerh bulunması halinde yapılan kamulaştırma işleminin usulüne uygun olup olmadığının ve hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak işlemlerin usulüne uygun olması halinde davanın reddi, değilse kabulü yönünde olduğunu, davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin Yargıtay'ın 1970 yılından bu zamana kadarki yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, Dairece Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021 yılında verdiği kararlar doğrultusunda karar verilecek ise kendilerine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025 inci maddesi gereğince yolsuz tescilin düzeltilmesi davası açmak üzere süre verilmesi ve bunun sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idarenin havai enerji nakil hattı için kamulaştırma yaptığı, kamulaştırmaya konu irtifak hakkının tescili için açılan davalarda verilen kararlar uyarınca hattın tapuya tesciline karar verildiği, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu irtifak haklarının tescil edilerek kadastro işlemlerinin 23.09.2008 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kadastro işleminin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın 16.10.2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde bulunmuş olup davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmeyerek ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "yapılamayacak işlemler" kenar başlıklı 357 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." hükmü gereğince davacı tarafça taşınmazın kaydındaki irtifak şerhinin yolsuz olduğunu belirterek dava açmak istediklerine ilişkin bir istek ileri sürülmediğinden ve istinaf aşamasında ileri sürülen bu iddianın dinlenmesine olanak bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasının talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.
3. 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi 3 üncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyada bulunan bilği ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.