"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2938 Esas, 2022/2227 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/817 Esas, 2021/408 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Muş ili, ... ilçesi, ... köyü 12 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde kamulaştırma işlemi yapıldığını, her ne kadar acele kamulaştırma işleminde kanun kurumlara taşınmaz sahibine bilgi verilmeden dava açma, şerh düşme ve değer hesaplama imkanı vermiş ise de bu hususların ve hesaplamaların hakkaniyete uygun olması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranın yanlış hesaplandığını, objektif değer artışı hesaplanırken büyük miktarlı ve şehir merkezine yakın bir taşınmaza %100 objektif değer artışı uygulamasının hukuka aykırı olduğunu, kıymet takdiri yapılırken ekonomik değeri düşük olan tarımsal bitkilerin esas alındığını, taşınmaz üzerinde yer alan meyve ağaçları ve yapıların toplam bedelinin hesaba dahil edilmediğini, Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/19 Esas sayılı dosyasında tespit yapıldığını, raporu dosyaya sunacaklarını, taşınmazın konumu ve özelliklerinin dikkate alınmadığını, bölge şartları ve tarım arazileri göz önünde alındığında davalılara ait taşınmazın 1. sınıf kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunu; ancak raporda 3. sınıf tarım arazisi olarak değerlendirildiğini belirterek mahkemece yapılacak keşif ile itirazlarının değerlendirilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubuyla bankaya depo edilen bakiye fark bedele 30.04.2020 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilerek, derhal davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin (c) bendi uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebe ürün gelirinin aşırı yüksek olduğunu, gider ise tam tersine düşük gösterildiğini, bu açıdan Gider tablosunun Gelir tablosunun 1/3’ünden az olamayacağını ve bilirkişilerden bu doğrultuda rapor alınması gerektiğini, yörede hakim olan ürünlerin alınması gerektiğini, taşınmazın değerini yükseltmek için sebze ürününün münavebeye alındığını, düz yerlerde kapitalizasyon faiz oranının %5 alındığını oysaki dava konusu taşınmaz için %6-7 alınması gerektiğini, taşınmazın kuru arazi vasfında olduğunu, davacı idare lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların uzlaşamaması sonucu davacı tarafça kamulaştırma bedel tespit davası açılmış ancak bu davaların kötü niyetli bir şekilde bekletilerek toplu halde 31.12.2019 tarihinde açıldığını ve tarımsal veri olarak da 2019 yılı verilerinin alındığını oysaki 2020 verilerinin alınması gerektiğini, münavebe de ekonomik değeri az olan buğday-şeker pancarı ve karpuz esas alındığını, uygulanan %5 kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranına itiraz ettiğini, bilirkişi raporunda bazı kalemlerde, üretim masrafının brüt gelirin yarısından fazlasına tekabül edecek şekilde hazırlandığını, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu , mevcut taşınmazın bulunduğu bölge tarımsal faaliyetler için oldukça uygun olan sulu tarım arazileri olup ürün yetiştirilirken, üretici tarafından ciddi bir masraf yapılmadığını; ancak hükme esas raporda ciddi bir masraf çıkartıldığını, davalıya ait taşınmaz üzerinde birden fazla meyve ağacı ve yaban ağaç ile birlikte bir ev olmasına rağmen, taşınmazın sular altında olması sebebi ile bu muhdesatların bedelinin hesaplanmadığını; ancak Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/19 Esas dosyasında buna ilişkin gerekli bilgiler olmasına rağmen değerlendirilmediğini; aynı dönem Diyarbakır Kulp ilçesindeki kamulaştırmalarda bilimsel veriler kullanıldığı için dönüm başı kamulaştırma bedelinin daha yüksek hesaplandığını, yine aynı bölge de aynı mahkeme tarafından kamulaştırmaya tabi tutulan taşınmazlar ile ilgili yapılan değer tespitinde taşınmazın dönümü için biçilen değer 22.35 TL olmasına rağmen, davalının taşınmazı için düşük bir bedele hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak o yörede mutad olarak ekilen buğday, karpuz ve nohut münavebe ürünleri esas alınarak, m² birim fiyatının 9,22 TL olarak tespit edilmesinde, dosya kapsamından anlaşılan taşınmazın özelliğine göre objektif artış oranına hükmedilmemesine, kuru arazide kapitalizasyon faiz oranının % 5 olarak alınmasında, ayrıca davalı taraf dava konusu taşınmaz üzerinde ev olduğunu iddia etmiş ise de parsel sorgulama sisteminde yapı görülmediği gibi, Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/19 esas sayılı değişik iş dosyasında yapılan keşifte söz konusu evin 16 nolu parselde olduğu belirlendiği, bu durumda dava konusu taşınmazda ev veya ağacın olmadığı anlaşıldığından, ağaç ve yapı bedelinin verilmemesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci
maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Muş ili, ... ilçesi, ... köyü 12 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.