Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2107 E. 2023/9332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı hissedarlara ödenmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmazın emsal değerine göre bedelini tespit etmesinde ve davacıların aynı hukuki sebepten kaynaklanan davaları için tek vekâlet ücreti takdirinde usul ve yasaya uygun davrandığı gözetilerek, davalı idarenin temyiz talebi reddedilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1862 Esas, 2022/2650 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/156 Esas, 2022/115 Karar (Birleştirilen Alanya 4. Asliye

Hukuk Mahkemesi 2021/60 esas, 2021/181 karar sayılı dosyası)

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

Asıl davada davacı ... ile birleştirilen davada ..., ... dışındaki davacılar hakkında hükmedilen bedeller Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; asıl davada davacı ... ile birleştirilen davada ..., ... dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idarenin asıl davada davacı ... ile birleştirilen davada ..., ... yönünden kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen davaların dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Alanya ilçesi, Saray Mahallesi 755 ada 4 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin paydaş olduğunu, taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın okul yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini, davacının tapu kayıtlarına göre isminin tapu kayıtlarında geçmediğini, dava konusu taşınmazın Uygulama İmar Planı kapsamında okul alanı içerisinde kaldığını, dava konusu taşınmazın, Alanya Belediye Başkanlığının kararı ile imar planında eğitim alanı olarak tahsis edildiğini, buna göre sorumlunun ilgili yer belediyesi olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, diğer hissedarları tarafından Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/156 Esas sayılı dosyalarından dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, açılan davaların birleştirilmesi gerektiğini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne ve birleştirilen davanın ise kısmen kabulü ile davacılar ..., ..., ..., ... yönünden aktif husumet yokluğundan reddine diğer davacılar yönünden el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının yüksek belirlendiğini, emsal taşınmazın emsal olma özelliğine sahip bulunmadığını, asıl ve birleştirilen dosyalar yönünden tek bir vekâlet ücreti takdiri gerekirken ayrı ayrı vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, birleştirilen dosya yönünden bir kısım davacının davasının husumetten ret kararı verilmesine rağmen lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davalı idarenin keşif harcından muaf olmasına rağmen sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza okul yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin doğru olduğu, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu; ancak dava konusunun aynı hukuki sebepten doğması nedeniyle asıl ve birleştirilen dosyalar için tek bir vekâlet ücreti takdiri gerekirken asıl ve birleştirilen dosyalar için davacılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu, birleştirilen dosyada davacılar ..., ..., ..., ... yönünden aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesine rağmen davalı idare lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu, davalı idare vekilinin istinaf taleplerinin bu yönüyle yerinde olduğundan düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde taşınmazdaki davacılar payının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde, davalar aynı hukuki sebepten kaynaklandığından davacılar lehine tek vekâlet ücreti takdir edilmesinde ve bir kısım davacılar yönünden de husumet nedeniyle ret kararı verildiği gözetildiğinde davalı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Davacı ... ile Birleştirilen Davada ..., ... Dışındaki Davacılara ilişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Davacı ... ile Birleştirilen Davada ..., ...'na İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.