"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/912 Esas, 2022/1879 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/641 Esas, 2021/227 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 131 ada 18 parsel sayılı taşınmaza yol olarak fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 17.12.2009 tarihli ve 2009/8-1 sayılı UKOME kararına göre ana arter listesinde bulunmadığını, müvekkili idarece dava konusu yere kamulaştırmasız el atılmadığını, davanın husumetten reddinin gerektiğini, taşınmazın el atma tarihindeki niteliklerine göre değer biçilmesi gerektiğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet yönünden araştırma yapılmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz hazırlandığını, raporun çelişkili olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, el atma tarihi belli olmadığından nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın yargılama sırasında imar uygulamasına tabi tutularak yeni imar ada ve parselleri oluştuğu, Dairemizce dava konusu taşınmazdaki davacılara ait hisselerin imar uygulaması ile hangi parsellere şuyulandırıldığına ilişkin olarak, yeni oluşan imar parsellerinin tapu kayıtları ve imar durumlarına ilişkin belgelerin getirildiği, davacı tarafça taraflarına yeni taşınmaz verildiğinden davanın konusuz kaldığına dair dilekçe sunulduğu da gözetildiğinde, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu parselle ilgili yargılama devam ederken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca bölgede yapılan imar uygulaması neticesinde 131 ada 25 parsel; 131 ada 30 ve 2082 ada 6 parsellere, 131 ada 26 parsel ise; 131 ada 30, 2082 ada 6 parsel ve 2014 ada 8 parsellere şuyulandırılarak parsellerin kütük sayfaları 28.07.2022 tarihli 30686 yevmiyeli imar uygulaması işlemi ile kapatıldığını, yapılan incelemede imar uygulaması sonucu oluşan ... ilçesi, ... Mahallesi 131 ada 30, 9082 ada 6 ve 2014 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarda ise fiilen ve hukuken herhangi bir el atmanın olmadığı görülmüş olup, bu hususun Bölge Adliye Mahkemesine ek beyan olarak sunulduğunu, akabinde konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, ancak idareleri aleyhine nispi vekâlet ücretine hükmedildiği gibi son yapılan düzenleme ile maktu olması gereken ancak nispi ödenen harçların iadesine karar verilmediğini, imar uygulaması TOKİ tarafından yapılmış olup vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin idarelerinden alınmasının hukuka uygun olmadığını, ayrıca el atma tarihi belli olmadığı halde, nispi harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, idarelerinin el atması söz konusu olmadığı bir dava da nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemez olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmü şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrası.
5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.