"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1778 Esas, 2022/3838 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/160 Esas, 2021/90 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 109 ada 78 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma dosyasında tespit edilen bedele itiraz ettiklerini, maddi hataların olduğunu, tespit edilen değerin düşük olduğunu, arsa-arazi ayrımının açıklığa kavuşturulmadığını, taşınmazın değer kaybına uğrayacak olması ve benzeri hususların değerlendirilmediğini, aradan geçen zamanda değerinin arttığını ileri sürerek değer tespiti yapılmasını ve davanın 4 ayda sonuçlandırılmaması halinde yasal faiz yürütülmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, acele kamulaştırma dosyasında tespit edilen bedelin mahsubu ile fark bedelin nemalarıyla birlikte derhal davalıya ödenmesine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; net gelir hesabı formülünde ürün veriminden son 5 yıla ait ortalamanın ve ürünün satış fiyatının esas alınması gerektiğini, üretim gideri olarak brüt gelirin 1/3'ünün alınmasının hatalı olduğunu, raporda sulamanın hangi yöntemle yapıldığı açıklanmadığından dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olup olmadığının tespitinin gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma fark bedelinin tespitinde 2021 yılı verilerinin esas alınması gerektiğini, taraf teşkili sağlanmadan keşif yapıldığını, yeniden keşif talebinin mahkemece kabul edilmediğini, kalan arazinin zarar görmesi nedeniyle değer tespitinin düşük kaldığını, aradan geçen zamanda gayrimenkulün değerinin arttığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın sulanabilir tarım arazisi niteliğinde olduğu kabul edilerek, 2020 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin esas alındığı, üretim masraflarının ekonomik tarım yapılmasına elverişli olmadığı gerekçesi ile brüt gelirin 1/3'ü oranında alındığı anlaşılmakla; her ne kadar Yargıtay 5. Hukuk Dairesi içtihatları dikkate alınarak, Dairemiz uygulamaları da bu yönde geliştirilmiş ise de Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021/5768 Esas, 2021/13760 Karar sayılı bozma ilamı ile içtihat değişikliği yapıldığı anlaşıldığından, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen bozma ilamı gözetilerek, resmi verilere göre yapılan hesaplamada, üretim masraflarının brüt gelirin %50'sini geçmediğinin anlaşılması halinde ekonomik tarım yapılabildiği kabul edilip, resmi verilerin esas alınması, üretim masraflarının daha yüksek oranda olması halinde ekonomik tarım yapılamayacağı kabul edilerek zeytin ürünü için cetvelde yer alan üretim giderlerinin ekonomik tarım yapılmasını engeller seviyede olmadığı nazara alınarak yeniden hesaplama yapılmış, kamulaştırmadan arta kalan taşınmazın geometrik şeklinin bozulduğu ve hızlı tren hattı nedeniyle taşınmaza kamulaştırılan kısımdan ulaşımın imkansız hale geldiği nazara alındığında işbu kısımda değer kaybı oluşacağı, değer kaybı oranı hakkaniyete uygun olarak Dairece % 5 olarak belirlenip kamulaştırma bedeli hesaplanmış, açıklanan sebeplerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kararında yeniden yapılan hesaplamada net gelirin yüksek hesaplandığını, verim miktarlarının yüksek üretim masraflarının düşük alındığını, arta kalan alanda hesaplanan % 5 değer azalışının değer kaybı bulunmadığından doğru olmadığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma fark bedelinin tespitinde 2021 yılı verilerinin esas alınması gerektiğini emsal taşınmazlara çok daha yüksek bedeller tespit edildiğini, taraf teşkili sağlanmadan keşif yapıldığını, yeniden keşif talebinin mahkemece kabul edilmediğini, kalan arazinin zarar görmesi nedeniyle değer tespitinin düşük kaldığını, aradan geçen zamanda gayrimenkulün değerinin arttığını ileri sürerek kararın bozulmasını temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 109 ada 78 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 2020 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması ve dava konusu taşınmazın belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.
4.Dosyada mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın Devlet Su İşleri sulama alanı içerisinde kalması sebebiyle sulu tarım arazisi vasfında olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
6.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
7. Acele el koyma dosyasında tespit edilen bedel 72.136,02 TL olduğu hâlde, hükümde 66.036,03 TL olarak yazılmak suretiyle derhal ödenmesine karar verilen ve faiz işletilen bedellerin hatalı gösterilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; 4 numaralı bendinde yer alan "66.036,03" sayısının hükümden çıkartılmasına yerine "72.136,02" sayısının yazılması, 4 ve 5 numaralı bentlerde yer alan "52.728,25" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "46.628,26" sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.