"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3856 Esas, 2022/3685 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/539 Esas, 2021/778 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada 34 parsel sayılı taşınmazın 1.047,38 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle bankaya depo edilen fark bedele 19.04.2021 tarihinden karar tarihi olan 10.11.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya konu taşınmazın arsa olarak nitelendirilemeyeceğini, tarım arazisi vasfında olduğunu, taşınmazın değerinin tespitinde yeterince emsal araştırılması yapılmadığını, değerlendirmeye esas alınan emsalin Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, hesaplamanın hatalı yapıldığını, kamulaştırma dışı kalan alan için belirlenen değer azalışının fazla olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bahse konu 113 ada 37 parsel sayılı taşınmazın, dava konusu taşınmaza emsal alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davaya konu taşınmazın dava tarihi itibarıyla kadastro parseli, emsal taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar parseli olduğu, hesaplama yapılırken dava konusu taşınmazdan % 45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının ve kamulaştırmadan arta kalan kısım için makul oranda değer kaybı uygulanmasının doğru olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle, taşınmaz maliki olan davalının arta kalan bölümden yararlanma imkanının kalmadığı gözetilerek, tarafların talebi doğrultusunda kalan bölümün de bedeline hükmedilip, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.