Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2264 E. 2023/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmaz bedeli ve ecrimisilinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda hesaplama hatası yapılarak taşınmazın değerinin hatalı tespit edildiği, ayrıca el atılmayan kısma değer kaybı bedeli eklenmesinin hatalı olduğu gözetilerek, taşınmazın değeri ve ecrimisilinin yeniden tespiti için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ve ecrimisile ilişkin davada yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacılar yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre ecrimisil bedeli yönünden her paydaş için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin ecrimisil bedeli yönünden temyiz dilekçelerinin reddine, tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Konya ili, ... ilçesi, Hacıarmağan Mahallesi 103 ada 2 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın kanal geçirilmek suretiyle davalı idare tarafından fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından yapılacak akarsu ıslah projelerine ilişkin alanların ... ve ... Kontrolü Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 18 inci maddesi uyarınca ilgili belediyelerce ihtilafsız olarak teslim edilmesi gerektiğinden davanın kamulaştırma yapmaya yetkili ... Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatı ve ecrimisilin tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen değerin eksik tespit edildiğini, gerçek rayiç değerinin altında bir rakama hükmedildiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından yapılacak akarsu ıslah projelerine ilişkin alanların Yönetmelik'in 18 inci maddesi uyarınca ilgili belediyelerce ihtilafsız olarak teslim edilmesi gerektiğinden davanın kamulaştırma yapmaya yetkili ... Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, bilirkişilerce tek emsale dayanılarak tamamen afaki şekilde rayiç bedel tespit edildiğini, raporda teknik hatalar yapıldığını, el atmadan arta kalan kısım el atılan alandan yaklaşık üç kat büyük olmasına rağmen bu kısım için %50 oranında değer azalışı bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile meydana gelebilecek su taşkınları ve sellere karşı özel mülkiyette bulunan taşınmazların korunması amacıyla yapılması gereken her türlü işlemden kanun gereği davalı idare sorumlu olacağından davalı idare yönünden davaya devam edilmesinin doğru olduğu, dava konusu taşınmazın bir kısmına davalı idare tarafından 2011 yılı sonrası kanal yapılmak suretiyle el atıldığı ancak usulüne göre yapılmış bir kamulaştırma işleminin bulunmadığı anlaşıldığından kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği, imar planı kapsamında bulunan taşınmazın bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satış ile karşılaştırılarak tespitinin yerinde olduğu; ancak dava konusu taşınmazın imar planı içinde olduğu gibi bırakılan kadastro parseli olduğu gözetilerek, el atılan bölüm dışında kalan kısım daha sonra yapılacak imar uygulaması sırasında şuyulandırılarak değerlendirileceğinden arta kalan kısımda kamulaştırmasız el atma sebebiyle değer azalması olmayacağı düşünülmeden, gerekçede gösterilen aksi düşüncelerle bu bölümde değer kaybı olacağı kabul edilerek fazla bedele hükmedilmesi ve davalı idare harçtan muaf olduğu halde, yargılama giderleri arasında aleyhine harca hükmedilmesi gerekçesiyle taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davacılar yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline ait taşınmazın el atılmayan kısımlarında oluşan değer azalışının, ileride ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bile belli olmayan bir imar uygulaması sırasında şuyulandırılarak değerlendirileceği gibi muğlak bir gerekçeyle kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın ortasından su kanalı geçmesi sebebiyle kullanma imkanının kalmadığını, bu durumun mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca istinaf başvurusu reddedilen davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili ile ecrimisil hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki üçüncü ve dördüncü paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan 11.07.2017 tarihli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığına dair kayıt dikkate alındığında, el atmadan arta kalan kısım için değer azalışına hükmedilmemesi isabetlidir.

3. Buna karşın; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın satış tarihi itibarıyla zemin metrekare birim bedelinin 67,61 TL olduğu anlaşıldığı halde, hesaplama hatası sonucunda zemin metrekare birim bedelinin 676,13 TL olarak kabulü üzerinden yapılan kıyaslama doğrultusunda dava konusu taşınmaza değer biçen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişili ve inandırıcı bulunmamıştır.

4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyayı kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.