Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2318 E. 2023/6269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan taşınmaz bedeli davasında, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atma durumunda, taşınmaz malikinin bedel davası açma hakkının zamanaşımına tabi olmadığı ve davacının şerhi görerek taşınmazı satın almasının da tebliğ veya ferag niteliğinde olmadığı gözetilerek, davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yaptığı değerlendirmede direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, ... ili ... mahallesinde tapuda kayıtlı 478 ada 98 nolu parselin bir kısmına davalı kurum tarafından enerji nakil hattı geçirilmesi amacı ile yüksek gerilim hattı telleri geçirildiğini ve direk dikildiğini, geri kalan kısmı da bu tellerin salınım payları nedeni ile değersizleştiğini, kalan kısmının da gerek nakil hattından kaynaklanan ve gerekse tellerin salınım payından kaynaklanan değer düşüklüğüne uğradığını, bu nedenlerle 20.000 TL' nin davacının hissesi oranında el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı hususu ile zamanaşımı süresinin resen tetkiki ile süresinde açılmamış ise davanın bu yönden reddini talep etmiş, ayrıca taşınmaza el atılmadığını beyan etmiş, kesin hüküm, derdestlik ve husumet itirazlarında bulunmuş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2016/85 Esas, 2016/385 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın 4.989,05 m²lik bölümünde irtifak tesisi ile bedelinin davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2016 tarihli ve 2016/67 Esas, 2016/67 Karar sayılı ilamı ile tüm maliklerinin kamulaştırma işleminden dava dilekçesi ile haberdar olanlar yönünden 30.12.1988, kararın tebliği ile haberdar olanlar yönünden ise 23.03.1989 tarihi itibarıyla haberdar oldukları, dolayısıyla taşınmaz maliklerinin davaya konu taşınmazın kamulaştırması ile ilgili dava açmaya yarayacak doğru ve sağlıklı bilgileri 30.12.1988 ve 23.03.1989 tarihleri itibarıyla öğrendikleri; ancak bu tarihlerden itibaren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi gereği 30 gün içerisinde kamulaştırma bedeline karşı bedel artırım davası açmadıkları, dolayısıyla kamulaştırma işleminin ve bedelinin kesinleştiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin noter tebligatlarının tümünün aynı adrese (... mahallesi/...) çıkartıldığı, kamulaştırma tarihindeki maliklerden ... , ... , ... , ... , ... ve ... çıkartılan noter tebligatlarının bila tebliğ iade edildiği, ... , ... ve Hasan Hüseyin Külünkoğlu'na çıkartılan noter tebligatlarının ise kime tebliğ edildiği anlaşılamadığından usulsüz olduğu, usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağı gibi taşınmazın hükmen idare adına tescili için 2942 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi uyarınca açılan davada yapılan tebligatların kamulaştırma işleminin tebliği yerine geçmeyeceği, tapuda ferağ verilmediği ve kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge de ibraz edilemediğinden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 19.03.2019 tarihli ve 2019/887 Esas, 2022/1376 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/5-396 Esas ve 2022/891 Karar sayılı ilâmı ile dava konusu 478 ada 98 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 363 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı nedeniyle 1984 tarihli kamu yararı kararına istinaden irtifak kamulaştırması yapıldığı, maliklere noter aracılığı ile tebligat gönderildiği, kamulaştırma tarihindeki maliklerden ..., ..., ... , ... , ... ve ... çıkartılan noter tebligatlarının bila tebliğ iade edildiği, ... , ... ... ve ... çıkartılan noter tebligatlarının ise kime tebliğ edildiğinin anlaşılamadığı, TEK Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kanun’un (mülga) 17 inci maddesi uyarınca irtifak hakkının idare adına tescili istemi ile açılan davada, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/390 Esas, 1988/433 Karar sayılı kararı ile 363 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 5630 m²lik kısmında TEK lehine irtifak hakkı tesisi ile bu hakkın tapuya tesciline karar verilmesi üzerine, 27.07.1989 tarihinde irtifak hakkı şerhinin tapuya işlendiği, davacı ...’ün de dava konusu 478 ada 98 parsel sayılı taşınmazı satış suretiyle 18.02.2005 tarihinde temlik aldığı anlaşıldığından kamulaştırma tarihindeki taşınmaz maliklerine (... ) usulüne uygun kamulaştırma işlemi tebliği yapılmadığı, tapuda ferağ verilmediği, kamulaştırma bedelinin ödendiğine ilişkin belge ibraz edilemediği, ayrıca şerhi görerek satın alma olgusunun tebliğ veya ferağ niteliğinde bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı açısından kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden söz etmenin mümkün olmadığı sonucuna varılarak direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Genel Kurulu Bozması Sonrasında Verilen Karar

... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 05.10.2022 tarih ve 2022/2290 Esas ve 2022/2418 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; ancak Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2016 tarihli ve 2016/85 Esas ve 2016/385 Karar sayılı ilamı gereğince infaza elverişli hüküm kurulması gerektiğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın esasında bedel artırım davası olduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık,  kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davalı vekişlinin temyiz itirazları yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.