"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/519 Esas, 2022/768 Karar
KARAR : Direnme
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya karşı kısmi direnme kararı verilmiştir
Mahkemenin kısmi direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 564 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu direk yeri ve irtifak hakkı bedeli için tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, imar durumu, emsal kayıtlar ve taşınmazın değerini etkileyen diğer faktörler incelendiğinde dava konusu taşınmazın daha değerli olduğunun açıklığa kavuşacağını belirterek, taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile meydana gelecek artı değerin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.12.2014 tarihli ve 2014/59 Esas, 2014/328 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ... lehine tesis edilen 18.01.1996 tarihli ve 1112,19 metrekarelik daimi irtifak hakkının taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan bedele 30.05.2014 gününden karar tarihi olan 26.12.2014 gününe kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği hâlde, infazda sorun yaratacak şekilde faize hükmedilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 07.06.2021 tarihli 2019/261 Esas, 2021/391 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilinin temyiz istemi üzerine düzeltilerek onanmış, bu karara karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan incelemede özetle; davacı idare vekilince temyiz harcı süresinde yatırılarak karar temyiz edildiği hâlde, maddi hata sonucu davacı tarafın temyiz isteminin değerlendirilmediği sadece davalının temyiz istemi yönünden inceleme yapıldığı, bu nedenle davacı tarafın isteminin temyiz yolu olarak incelenmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın geometrik durumu, yüzölçümü, niteliği ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alındığında, irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının %17 olması gerektiği düşünülmeden, maddi hata sonucu fazla bedel tespiti, gerekçeli kararda faiz işletilmesine yer olmadığına dair karar verildiği halde faiz bitiş tarihinde düzeltme yapıldığı,dava konusu taşınmaz arsa vasfında kabul edilerek değer biçildiği dikkate alındığında taşınmazın arsa vasfında kabulü ile bu niteliğine göre değer biçilmesinin yerinde olduğu ancak arazi vasfında kabul edilerek inceleme yapıldığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D.Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın geometrik durumu, yüzölçümü, niteliği ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alındığında, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen %23'lük irtifak hakkı nedeniyle değer düşüklüğü oranının uygun olduğu değerlendirilerek irtifak hakkı kamulaştırma bedeli yönünden mahkememizin 07.06.2021 tarihli, 2019/261 Esas ve 2021/391 Karar sayılı kararında direnilmesine bunun dışında Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; değer düşüklüğü oranında direnilmesinin hatalı olduğunu, idaremizce fazla yatırılan bedele ödeme yaptıkları tarihten itibaren faiz işletilmesini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; irtifak ve pilon yeri bedelinin düşük belirlendiğini, aynı mahallede ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/2 satış sayılı dosyasında taşınmaza 235,19 TL/m² belirlendiğini, irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün %50 alınması gerektiğini taşınmazın gerçek bedelinin tespit edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza tesis edilen irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve hattın güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının tespit edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından Mahkemenin direnme kararı yerindedir.
3. Davacı idare tarafından fazla yatırılan bedelin davacı idareye iadesine karar verilmesi ve tespit edilen bedele faiz işletilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
4.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihi ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.