"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1716 Esas, 2022/2175 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/352 Esas, 2021/320 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye aidiyetinin tespiti davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 100078, 100093, 100223, 100278 adalar önünden geçen imar yolu üzerinde kalan tesis, gecekondu ve ağaçların Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 22.11.2018 tarihli ve 2567/5657 sayılı kararı ile kamulaştırmasına karar verildiğini, Çimşit Kümeevleri No:198/1-2-3-4-5-6 adresinde bulunan yapılar imar uygulamasında yolda kaldığından tesis, gecekondu, müştemilat ve ağaçların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhdesatın idareye aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece teklif edilen bedelin düşük olduğunu, Ankara Batı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/83 Değişik İş sayılı dosyasında tesis, gecekondu ve ağaçların değerlerinin tespit edildiğini belirterek taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma muhdesat bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa derhal ödenmesine, ... Mahallesi eski kadastro parseli 1936(yeni imar 100090 ada 3) numaralı parseldeki davalı adına olan hisseye ilişkin tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yapı 2B sınıfı olup bilirkişi kurulunca 3A sınıfı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ahır niteliğindeki yapının imar yolunda kalmayıp davalının kendi arsası içinde kaldığını, ağaç birim bedellerinin fazla ve kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, idareleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılara resmi birim fiyatları alınıp yıpranma payları da düşülerek, ağaçlara ise yaş ve cinslerine göre maktuen değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiş ise de davaya konu ağaçlara ilişkin kıymet takdir raporunda ve dosya içerisinde bulunan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/83 Değişik İş dosyasında tespit edilen ağaçların cins ve sayısı ile eldeki dosya bilirkişi raporunda tespit edilerek bedeline hükmedilen ağaçların cins ve sayısı yönünden fark bulunduğu dikkate alınarak bu farklılığın neden kaynaklandığı ve çelişkinin giderilmesi yönünde bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, alınan ek raporda " kurullarınca mahallinde gerekli inceleme yapılıp taşınmazın ön, yan, arka bahçesinde bulunan ağaçların tek tek sayılarak cins, yaş ve sayılarının tespit edildiğinin, aradaki çelişkinin gerek kıymet takdir raporunda gerekse tespit dosyasında herhangi bir şekilde ağaçların eksik sayılmasından kaynaklanmış olabileceğinin, raporda belirtilen tespit ve ağaç sayısının doğru olduğunun" bildirildiği görülmekle ek rapor doğrultusunda tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine, Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığından davacı idare vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş, ancak zemin dava konusu edilmediği halde imar uygulaması sonucu oluşan 10009 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki davalı payının yol olarak terkinine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu muhdesatın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye aidiyetinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesi 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmemektedir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.