Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2405 E. 2023/9249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitinde hangi tarihteki rayiç bedelin esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen ek 3. maddenin, dava tarihi itibarıyla güncelleme yapılmasını öngörmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümez ilkesi gözetilerek, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarihteki rayiç bedelden hareketle tazminat hesaplanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/261 Esas, 2022/2353 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/449 Esas, 2021/417 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı TOKİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın yasal hasım Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

Mahkemece davacı lehine hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davacı lehine hükmedilen ecrimisil bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1957 parsel sayılı sayılı taşınmazda müvekkilinin murisi ... Sarıtaş’ın hissedar olduğunu, bu taşınmazın 118.937 m²lik kısmının İmar İskan Bakanlığı tarafından 1968 yılında kamulaştırılmasına karar verildiğini, mülkiyet ihtilafı Ankara Tapulama Mahkemesinin 1955/2075 Esas sayılı dosyasında devam ettiğinden kamulaştıran İdarenin acele el koyma talebi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/310 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırılan alanın 1957 parselden ifraz edilerek 2538 parsel sayısı ile Hazine adına acele el koyma kararı ile tescil edildiğini, tescil edilen bu taşınmazın 88.780,50 metrekarelik kısmının Ankara Tapulama Mahkemesinin kararına göre adına tescil yapılan şahıslara aidiyetinin kesinleştiğini, davacının da bu hak sahiplerinden ... Sarıtaş’ın mirasçısı olduğunu, davacıya ve murislerine kamulaştırmaya ilişkin hiçbir tebligatın yapılmadığını, davalı tarafından el atılan taşınmazda davacının hissesi bakımından kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre ve kesin hüküm nedeniyle usulden reddi gerektiğini, kamulaştırma işleminin Kanuna uygun olduğunu, dava konusu ... köyü tapulamasına ait 1957 parsel sayılı taşınmazın Sincan ilçesi 1 nolu gecekondu önleme bölgesi sınırları içerisinde kalan 118.937,50 m²ye tekabül eden kısmının kamulaştırılarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/310 Esas, 1970/4878 Karar sayılı ilamı gereği 16.07.1970 tarihli ve 7399 yevmiye ile Maliye Hazinesi adına 2538 parsel olarak tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli tespit edilecek ise el atmanın yapıldığı tarihteki tarla vasfı göz önüne alınarak dava tarihine taşınması ve dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatı ile ecrimisilin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, taşınmaza el atma tarihindeki nitelikleri dikkate alınarak değer biçilmesi gerektiğini ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza fiilen el atılarak Ulubatlı ... Mahallesi sınırları içerisinde toplu konut alanı olarak kullanıldığı, kamulaştırma işlemleri sırasında davacı murisleri olan ... Sarıtaş ile Mahmut Sarıtaş’a usulüne uygun olarak tebligat yapılmaması nedeniyle kamulaştırma işlemlerinin kesinleşmediği, davacı vekilince bu kapsamda uzlaşma başvurusunda bulunulmasını müteakip bu davanın açıldığı, 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek madde 3 ile getirilen düzenlemenin de uygulanma olasılığının bulunmadığı, zira davacılar murisinin taşınmazın Hazine adına tescilinden sonra kesinleşen kadastro mahkemesi kararı uyarınca hükmen malik olduğu ve tüm yasal başvuruların bu tarihten sonra kullanma haklarının doğduğu, aynı taşınmazın paydaşları tarafından açılan davalar sonucu tespit edilen bedellerin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleştiği, kesinleşen dosyaların m² birim fiyatlarının güçlü delil olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip tazminat ve ecrimisilin davalı idareden tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7201 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen EK madde 2 ve aynı Kanunun 7 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa geçici 15 inci maddesi uyarınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yasal hasım olduğu anlaşılmakla bu idarenin davalı olarak gösterilmesi gerektiği ve davalı idare harçtan muaf olduğundan harca hükmedilmemesi de gerektiği anlaşıldığından; davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile karar başlığında davalı olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yazılmak suretiyle hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilli temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet nedeniyle usulden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, Tapulama Mahkemesinin 1955/2075 Esas sayılı kararından sonra bedel artırım davası açıldığını ve reddedildiğini, davacının kamulaştırmadan haberdar olduğu dikkate alınarak davanı reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları

3. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Ankara İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 917.750,00 m² yüz ölçümlü taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında davalıdır şerhi ile 1957 parsel olarak malikleri adına tespit gördüğü, Tapulama Mahkemesinde dava devam ederken 1967 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca 775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca taşınmazın 118.937,50 m²lik bölümünün kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma belgelerinin davacı murisi ... Sarıtaş adına “dünürüne tebliğ edilmiştir” şerhiyle noter kanalıyla tebliğ edildiği, usulüne uygun bir kamulaştırma tebligatı bulunmadığı gibi, idarece takdir edilen bedelin bloke edildiğine ve ödendiğine dair bir belge de sunulmadığı ve davacı veya murisi tarafından açılan bir tezyidi bedel davası bulunmadığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/310 Esas, 1970/487 Karar sayılı ilamı ile 6830 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı maddesi uyarınca 18.937,50 m²lik kısmının Hazine adına tesciline kesin olarak karar verildiği ve 118.937,50 m²lik bölümün ifrazen 2538 parsel olarak 16.07.1970 tarih ve 7399 yevmiye ile Hazine adına tescil edildiği, Ankara Tapulama Hakimliğinin 18.12.1975 tarihli ve 1955/2075 Esas,1975/281 Karar sayılı ilamı ile tapulama tespit tutanağının iptali ile mükerrer tapulama yapıldığından bahisle taşınmazın 46.800,00 m²lik kısmının Hazine adına, kalanın ise yine 1957 parsel numarası ile davacılar murisi ... Sarıtaş ve diğer malikleri adına tespit gibi tesciline karar verilerek 10.10.1979 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmaza fiilen el atılarak Ulubatlı ... Mahallesi sınırları içerisinde toplu konut alanı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 24.12.2019 tarihinden sonra açılmıştır.

5.21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 3’ün birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki; “…dava tarihi itibarıyla…” ibaresi ve 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

6.Buna karşın Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan; “… dava tarihi itibarıyla…” ibaresini içeren ek madde 3 nazara alındığında davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “dava tarihi” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiğinden, yazılı şekilde dava tarihi itibarıyla değer biçilmesi bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Vekilinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı ..., Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince kabulü ile yeniden esas hakkında kurulan hükmün Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiş ise de bu bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;

Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;

Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir.

Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.

Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ncı ve 17 nci maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyası gerektirerek kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmadan ve ayrıca tescil tarihinde taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu, tescil kararı kesinleştikten sonra kadastro mahkemesi kararı uyarınca murisin malik olduğu gözetilmeksizin karar verilmesi doğru değildir

Bu nedenlerle Kamulaştırma Kanunu'nu eklenen Ek madde 3 ün uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 18.10.2023