"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2948 Esas 2022/2422 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/262 Esas, 2021/201 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ... Mahallesi ... Mevki 176 ada 10 parsel taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın bir kısmının imarlı sahada kalmaktayken bir kısmının ise imar planında park ve yol alanında kaldığını, imar planında park ve yol alanı olarak kalan davalı tarafından kaldırım, yol, park ve çocuk parkı yapılarak kamu kullanımına tesis edildiğini, davalı idare herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmaksızın müvekkilinin taşınmazına el koyarak müvekkilinin fiili kullanım imkanından kamu gücünü kullanarak men ettiğini, kamulaştırmaya ilişkin bugüne kadar müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığını ve herhangi bir bedel ödenmediğini, dava konusu taşınmazın son yıllarda en hızlı gelişen sanayi ve konut alanında yer aldığını, her türlü belediye hizmetinden yararlandığını, ulaşım imkanlarının en fazla yer olduğunu, ilçe merkezinde bulunduğunu, ticari merkezlere yakın yerde olduğunu, alt yapı tesislerinin en fazla genişlediği yerde olduğunu, taşınmazın serbest piyasadaki emsallerinin m²sinin 4.000,00-5.000,00 TL civarında rahatlıkla alıcı bulabileceğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak el atılan kısım için 10.000,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idarenin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 18.03.2019 tarihinde davalı belediye tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğu, uygulama neticesinde düzenleme ortaklık payı kesilerek yol ve park olarak düzenlendiği, taşınmazın 999 ada 7 ve 996 ada 1 parsel olarak tespit gördüğü, 996 ada 1 nolu parselin davacı adına tescil edildiği, 999 ada 7 nolu parselin 891/1000 hissesinin davacı adına 109/1000 hissesinin davalı belediye adına kaydedildiği, zeminde var olan parkın imar uygulaması sonucunda park alanı olarak terk edildiği ve ... Belediyesi adına tescil edilen 996 ada 2 nolu parsele denk geldiği, davalı kurum tarafından kamulaştırmasız el atma işlemi yapılmadığı, imar uygulaması sonucu dava konusu taşınmazdan kesinti yapılmış olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava devam ederken davalı idare tarafından, davayı bertaraf etmek için kötü niyetli hareket ederek 18.03.2019 tarihli ve 25 sayılı Encümen Kararı ile imar uygulaması yapıldığını, dava konusu yeni 996 ada 1 parsel (Eski 176 ada 10 parsel) sayılı taşınmazın 14.543,30 m² olarak davacı adına tescil edildiğini, iş bu dava açıldığında davacının bu parselinde bulunan yol ve çocuk parkı davalı idare tarafından yapılan imar uygulaması ile düzenleme ortaklık payından karşılanmaya çalışıldığını; ancak mevcut park ve yol alanının tamamının düzenleme ortaklık payından karşılanamadığını, davalı idarenin davacı parselindeki kamulaştırmasız el atmasının devam ettiğini, alınacak aplikasyon krokisinde de davalı idarenin el atmasının devam ettiğinin ortaya çıkacağını, bilirkişi ek raporunda zeminde var olan parkın imar uygulaması sonucu park olarak terk edilen alanda kaldığı ifade edilmiş ise de bilirkişinin bu tespitinin hatalı olduğunu, davaya konu ettikleri park alanının park olarak terk edilen alandan fazla olduğunu, davacı tarafından iş bu dava açılması sırasında parseli ile ilgili yaptırdığı ölçümde, 842 m² yol ve 1222 m² de park olmak üzere toplam 2064 m² fiili el atma olduğunun tespiti edildiğini, tespite ilişkin krokinin dosyaya ibraz edildiğini, davalı idarenin haksız ve kötü niyetli hareket ederek, iş bu davayı konusuz bırakmak için imar uygulaması yaptığını, ancak yapmış olduğu bu uygulama ile de park ve yol alanının tamamını düzenleme ortaklık payından karşılayamadığını, heyet raporunda da bilirkişi krokisi esas alınarak 1223,47 m² el atma olduğu tespitinin yapıldığını ve buna göre bedel takdir edildiğini, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, çünkü davanın açıldığı 24.12.2018 tarihinde davalı idarenin davacının taşınmazına kamulaştırma yapmadan el atma eylemini gerçekleştirdiğini, bu nedenle; davayı açmaya sebebiyet vermiş olması nedeniyle davalı idareden alınmak üzere davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile ... Belediye Başkanlığının yapmış olduğu 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uygulaması ile dava konusu taşınmazın Bitlis ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 996 ada 1 ve 999 ada 7 parseller haline geldiği, ayrıca taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesildiği, dava konusu taşınmazdaki park alanının imar uygulaması sonucunda park olarak terk edilen alana ve ... Belediye Başkanlığı adına tescil edilen 996 ada 2 parsel sayılı taşınmaza isabet ettiği, sonuç olarak dava tarihinde mevcut olan el atmanın imar uygulaması ile sona erdiği, bununla birlikte imar uygulamasının 18.03.2019 tarihli Belediye Encümen kararı ile alındığı ve 03.09.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki dava tarihinin ise 24.12.2018 tarihinde açıldığı dava tarihinden sonra davanın konusuz kaldığı; dava tarihinde imar uygulanmasına ilişkin bir karar mevcut olmayıp, uygulamanın 03.09.2019 tarihinde kesinleştiği de gözetildiğinde dava tarihi itibarıyla davacının dava açmakta haklı olduğu; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davalının yargılama giderlerinden sorumluluğuna hükmetmek gerekirken yazılı şekilde davanın reddine ve yargılama giderlerinden davacının sorumluluğuna dair karar tesisi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava açmakta haklıymış gibi değerlendirilerek davanın konusuz kaldığına ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir..
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.