Logo

5. Hukuk Dairesi2023/245 E. 2023/6338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin bedel tespiti ve sorumlu idarenin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlardan birinin daha önce kamulaştırıldığı ve bedelinin malike tebliğ edildiği tespit edilerek, bu husus gözetilmeden bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru görülmediğinden, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 132 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen yol ve viyadük olarak el atıldığını, bu nedenle taşınmazların el atılan kısmının bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; ana arter niteliğinde olmayan dava konusu taşınmazların ilçe belediyesi sorumluluğunda olduğunu, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 132 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.01.2021 tarihli rapor ve ekindeki krokilerde fiilen el atılan (E) harfi ile gösterilen 1.283,89 m²lik kısımdaki davacılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların taşınmazdaki hisseleri nispetinde iptali ile bu kısımların davalı idare lehine yol olarak terkinine, fiilen el atılmayan (D) harfi ile gösterilen 927,09 m²lik kısımdaki davacılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların taşınmazdaki hisseleri nispetinde iptali ile bu kısımların proje bütünlüğü kapsamında davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline ve 132 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fiilen el atılan (A) harfi ile gösterilen 142,80 m²lik kısımdaki davacılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların taşınmazdaki hisseleri nispetinde iptali ile bu kısımların davalı idare lehine yol olarak terkinine, fiilen el atılmayan (B) harfi ile gösterilen 58,53 m²lik kısımdaki davacılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların taşınmazdaki hisseleri nispetinde iptali ile bu kısımların proje bütünlüğü kapsamında davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların yapı rezerv alanında ve gecekondu önleme bölgesinde kaldığını, 132 ada 10 parsel sayılı taşınmazın el atılan kısımdan geriye kalan ve imar planında park alanı olarak görünen 927,09 m²lik kısım rezerv yapı alanında ve gecekondu önleme bölgesinde kalması sebebiyle bu kısmın sorumluluğunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişkliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ait olduğunu, el atılmayan kısımlardan davalı idarenin sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmazlara mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre belirlenen el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazların davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazların bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, proje bütünlüğü gereği fiilen atılmayan ve imar planında yolda kalan bölümün bedeline hükmedilmesinin de yerinde olduğu, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesi:

“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazlardan 132 ada 10 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmazın fiilen el atılan kısmı ile proje bütünlüğü gereği fiilen atılmayan, ancak imar planında park kalan bölümün bedelinin davalı idareden tahsili ile bedeline hükmedilen davacı payının iptali ile yol olarak el atılan kısmın terkinine, hukuken el atılan kısmın ise tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazlardan 132 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ... Yönetim Kurulunca 01.11.1995 tarihli ve 995/1361 nolu kamu yararı kararı ile Sazlıdere-İkitelli İsale Hattı kapsamında kamulaştırılmasına karar verildiği, Kıymet Takdir Komisyonunca belirlenen bedelin ... Bankası ... Şubesine parsel malikleri adına bloke edildiği, yapılan adres araştırılması sonrası da davacıların murisi ...'a İstanbul 10. Noterliğince 05.10.1998 tarih, 27737 yevmiye numarası ile gönderilen kamulaştırma tebligatının 08.10.1998 tarihinde ...' ın bizzat kendisine tebliğ edildiği, 132 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... tarafından usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı anlaşılmış olup bu husus değerlendirilmeden 132 ada 9 parsel sayılı taşınmazın bedelinin de davalı idareden tahsiline karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.