"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2385 Esas, 2022/2935 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/803 Esas, 2022/148 Karar
Taraflar arasındaki tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydındaki yüzölçümünün hatalı yazılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Tuzla ilçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazı 2722 m² yüzölçümlü olarak satın aldığını, taşınmazda yapacakları proje çalışmalarında taşınmazın gerçek yüzölçümünün 2545,26 m² olduğunun tespit edildiğini ve tapuda yüzölçümü düzeltiminin yapıldığını belirterek eksilen kısmın güncel bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ölçüp değerlendirmeden taşınmazı satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kusuru ile illiyet bağının kesildiğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat davası şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabülüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinde görülen dava dosyasına sundukları uzman görüşü kapsamında Vakıf Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Değerlendirme uzmanlarınca hazırlanan raporda dava konusu edilen ve tazminata esas olan 176,74 m²nin değerinin dava tarihi itibari ile 322.000,00 TL olduğunu, alınan bilirkişi raporunda ise 166.999,85 TL tespit edildiğini, bilirkişi raporu ile uzman görüşünde belirtilen değer arasında iki kat fark olduğunu, çelişkili bilirkişi raporu ve uzman görüşü varken yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair taleplerinin reddedildiğini, bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, davanın reddi gerektiğini, davacının satın aldığı gayrimenkule ilişkin olarak gayrimenkulü görüp, ölçüm yapmadan değerlendirmeden satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kusur ve ihmali sonucunda tapu sicilinin tutulması ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını, mahkemece taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın neden kaynaklandığının araştırılması, komşu parsellere bir kayma olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, komşu parsellere kayma olmasının belirlenmesi halinde söz konusu zarardan Hazine'nin sorumlu olmayacağını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, taşınmazın değerinin belirlendiği değerlendirme tarihinin hatalı olduğunu, ıslahla artırılan miktarlara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile değerlendirme tarihi itibarıyla vasfı arsa olarak belirlenen taşınmazın değerinin resmi veriler ışığında emsal satış yöntemiyle belirlenmesinin; mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek istinaf itirazlarının esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2.4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, Tuzla ilçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı, 2722 m² yüzölçümlü, taşınmazın tamamını davacının 25.12.2015 tarihinde, tapu kaydında yüzölçüm hatasına ilişkin herhangi bir şerh yokken satın alıp adına tescil ettirdiği, dava konusu taşınmazın yüzölçüm miktarının hatalı olması sebebiyle Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme çalışması sonucu taşınmazın yüzölçüm miktarının 2545.26 m² olarak düzeltildiği, düzeltme işleminin 23.05.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine taşınmazın 2545.26 m² olarak tapuya tescil edildiği, 22.11.2016 tarihinde bu miktar üzerinden 2034 numaralı parsel ile tevhit edilerek sayfanın kapatıldığı, taşınmazın yüzölçümünün 176,74 m² küçülmesi üzerine davacı eldeki davayı 02.09.2016 tarihinde açtığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazın geldisi olan kök 511 parselde yapılan kamulaştırma işlemi akabinde dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 2722 m² olarak ölçümü sonucu 30.07.1977 tarihinde yapılan tescil işleminden kaynaklanan hatadan davalının sorumlu kabul edilmesinde, arsa vasıflı dava konusu taşınmaza hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve dosya kapsamına göre emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.