Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2633 E. 2023/7858 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının orman arazisi olması nedeniyle iptali üzerine, Hazine'ye karşı 4721 sayılı Medeni Kanun'un 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve Hazine'nin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali nedeniyle oluşan zararın, arazinin gelir metoduna göre belirlenen gerçek değeri üzerinden hesaplanması gerektiği ve Hazine'nin tapu kaydının iptaline neden olan orman vasfının tespitindeki kusurundan bağımsız olarak, 4721 sayılı Medeni Kanun'un 1007. maddesi gereğince kusursuz sorumluluğu bulunduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1670 Esas, 2022/3055 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/417 Esas, 2022/83 Karar

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın tapusunun mahkeme kararı ile iptali ile uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının İstanbul ili, Pendik ilçesi, ... köyü 664 parsel sayılı taşınmazın tamamını yapılan ihale sonucunda satın aldığını, 23.02.1993 tescil yapıldığını, tapu kaydının Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın orman idaresine karşı açılması gerektiğini, orman arazisinin hiçbir şekilde iktisabının mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğramış olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne hüküm altına alınan bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini; ancak tescilin gerçekleştirilmemiş olduğunu, Orman idaresinin davaya dahil edilmesi gerektiğini, orman arazisinin iktisabının mümkün olmadığını, m² birim bedelinin fahiş belirlendiğini, objektif değer artışının yüksek alındığını, zamanaşımının sona ermiş olduğunu, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Pendik ilçesi, ... Mahallesi 664 parsel sayılı 19.950 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı tarafından 23.02.1993 tarihinde açık artırma yoluyla iktisap edildiği, taşınmazın beyanlar hanesine ... tarafından 07.10.1994 tarihinde orman sınırları içinde kaldığına ilişkin şerh verildiği, şerhin 2015 yılında tekrar yenilenmesi üzerine davacı tarafından şerhin kaldırılması istemiyle açılan davanın İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/457 Esas, 2017/225 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, bilahare ... tarafından açılan tapu iptal davası sonucu İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/112 Esas, 2018/108 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün kanun yoluna başvurulmaksızın 14.06.2018 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığını, 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içerdiğini, Devlete yüklenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğunu, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunu, taşınmazın orman niteliğinde olması sebebiyle tapunun mahkeme kararı ile iptal edilmesi sonucu davacının zararının oluştuğu, davacının taşınmazı iktisap ettiği tarihte taşınmaz üzerinde herhangi bir orman şerhinin bulunmadığı, tapunun iptal edilmesinden dolayı devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, dava konusu taşınmazın belirlenen arazi niteliği ve gelir metoduna göre değerinin tespit edilmiş olmasına göre, verilen karar usul ve kanuna uygun olup, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi yönünden verilen kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 -383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, Pendik ilçesi, ... köyü 664 parsel sayılı taşınmazın 29.09.1965 tarihinde dava dışı 3. kişiler adına hükmen tapuya tescil edildiği, davacının taşınmazın tamamını ihale ile satın alması üzerine davacı adına 23.02.1993 tarihinde tapuya tescil edildiği, taşınmazın orman sınırları içinde olması nedeniyle ... tarafından İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/112 Esas, 2018/108 Karar sayılı dosyasında açılan dava sonucu taşınmazın orman olması nedeni ile tapusunun iptaline ve Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 14.06.2018 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 01.10.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.