"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3608 Esas, 2022/3705 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/38 Esas, 2022/509 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince12.01.2023 tarihli ek kararla temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden, temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararı hatalı olduğu anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli ve 2022/3608 Esas, 2022/3705 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasıgerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 2546 ada 15 parsel ( eski 309 ada 42 parsel) sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma kararının iptali için dava açacaklarını, dosya numarasının bilahare bildirileceğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, davanın reddini, davanın kabulü yönünde karar verilmesi halinde müvekkilin taşınmazına ilişkin kamulaştırma bedelinin artırılmasını istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelini kabul etmediklerini, müvekkili kurum tarafından belirlenen kamulaştırma bedeli ile bilirkişi raporunda belirlenen kamulaştırma bedeli arasında fahiş fark olduğunu, net gelir hesaplanırken ürün miktarları ve gelirlerin fazla, giderlerin ise düşük alındığını, irtifak hakkı bedelinin fazla hesaplandığını, kamulaştırma bedelinin hüküm kesinleşmeden davalıya ödenmesinin hukuka aykırı olduğunu, kamulaştırma bedeline uygulanan faize itiraz ettiklerini, müvekkili kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin çok düşük kaldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın bilirkişi raporuna yansıyan nitelikleri itibarıyla 14.000,00 m²sinin, kuru kapama zeytin bahçesi; kalan 25.916,12 m²si ise kuru arazi vasfına uygun olarak, 2018 yılı İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün kuru şartlarda yetiştirilen zeytin (verimin son iki yılın ortalaması olacak şekilde düzenlenen), buğday ve kavun ürünlerine ait maliyet cetveli esas alınarak, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden %5 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması, taşınmazın tapu kaydı üzerinde, TEDAŞ Genel Müdürlüğü lehine tesis edilmiş bulunan, 1.471,00 m²lik irtifak hakkının yarattığı değer düşüklüğü nazara alınması ve taşınmazın üzerinden geçen elektrik iletim hattının geçtiği güzergaha uygun olarak değer düşüklüğü oranı hesaplanması yerinde görülmekle birlikte; dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 309 ada, 42 parsel sayılı, 40.266,00 m² miktarlı taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uygulaması sonucu oluştuğu, 2546 ada 15 parsel sayılı, 39.996,12 m² miktarlı taşınmazın, 33,39 m²lik kısmının direk yeri kamulaştırma bedelinin ve 1.332,51 m²lik kısmının irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine karar verildiği halde; taşınmazın fen bilirkişi raporuna atıf yapılarak, 33,39 m²lik kısmının direk yerindeki, davalılar murisine ait tapu kaydının iptali ile, davacı idare adına tesciline; 1.332,51 m²lik kısmında, elektrik iletim hattı için, davacı ... Genel Müdürlüğü lehine daimi irtifak hakkı tesis ve tesciline de karar verilmesi gerekirken; infazda tereddüte neden olacak şekilde tescil hükmü kurulmaması, tespit edilen toplam kamulaştırma bedelinden, kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedelin üzerinde bulunan, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/150 D.İş Esas, 2017/195 D.İş Karar sayılı acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin farkı olan (41.533,56-TL 8.912,42-TL)= 32.621,14TL bedelin, davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, "kamulaştırma ve irtifak bedeli 41.533,56TL'nin davalıya ödenmesine," şeklinde karar verilmiş olması, davalıya ödenmesine karar verilen bedel için, davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrası olan 13.05.2018 tarihinden, karar tarihi olan 17.06.2022 tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken, faiz yönünden hüküm kurulmamış olması ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün kaldırılarak 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden iptal edildiğini, bu nedenle ek kararın usul ve kanuna aykırı olup temyiz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz parseli kadastro çalışması gördüğü için güncel tescil beyannamesinin hazırlanması gerektiğini, taşınmazın öncelikle ilgili kadastrodan güncel sayısal verilerinin temin edilmesi, sonrasında beyanname hazırlanması gerekmekte olup hali hazırda tescil kararı icra edilemediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kısmen arazi kısmen kapama zeytinlik niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve yine aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının tespit edilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı, objektif değer artışı ile değer düşüklüğü oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 12.01.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.