Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2818 E. 2023/9287 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının yenileme kadastrosu sonucu yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazineden tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu, kadastro işlemlerinin de tapu işlemlerinin bir parçası olduğu ve oluşan zararın net gelir yöntemiyle hesaplanarak tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1796 Esas, 2022/1646 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/32 Esas, 2022/229 Karar (Birleştirilen 2022/102 Esas sayılı dosya)

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ile ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların tapu kayıtlarına güvenerek Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 4443 ada 46 parsel (yenileme öncesi 1202 parsel) sayılı taşınmazı satın aldıklarını, taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu neticesinde azaldığını belirterek düzeltme işlemi ile oluşan eksikliğin tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumetin yanlış yönlendirildiğini, dava konusu tazminata ilişkin iddiaların tapu sicillerinin yanlış tutulmasından kaynaklı olup husumetin Tapu Kadastro Müdürlüğü yerine Hazineye yönetilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, görev yönünden de dava konusu taleplerinin idare mahkemelerine başvurulması gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme tarafından husumet ve zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin şartlarının oluşmadığını, Hazinenin sorumlu olmadığını, davacının kadastro çalışmalarına itirazının bulunmadığını, bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazın değerinin net gelir yöntemine göre tespit edilerek asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinin hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacıların tapu siciline güvenerek satın aldığı taşınmazda oluşan azalmadan tapuya güven ilkesi gereğince Devlet'in sorumlu olduğu saptanarak yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 4443 ada 46 parsel (yenileme öncesi 1202 parsel) sayılı taşınmazda Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendine göre uygulama yapıldığı, uygulama kesinleştikten sonra yüzölçümünde azalma olduğu, ancak parselin mevcut sınırlarında bir değişiklik olmadığı, oluşan farklılığın tesis kadastrosu yapılırken kullanılan ölçü ve hesap tekniğinden kaynaklandığı fen bilirkişi raporu ile anlaşılmış, dava konusu taşınmaz 1202 parsel ve 36.000,00 m² iken yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 4443 ada 46 parsel sayılı ve 27.597,91 m² alanlı taşınmaz olduğu, taşınmazda azalan 8.402,09 m²lik alan olduğu, davacılar tarafından taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi ile eldeki davanın 13.02.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Kadastro Müdürlüğünce yapılan yenileme kadastrosu nedeniyle yüzölçümü azalan arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre alınan rapor uyarınca değer biçilmesinde bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.