Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2851 E. 2023/3404 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeline mahkeme karar tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasında faiz işletip işletmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedeli davasında hükmedilen faizin kararın kesinleşmesine kadar olan süreyi de kapsadığı ve bu hususta ayrıca faiz talep edilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi uyarınca üçer aylık hesapta nemalandırılan kamulaştırma bedeline mahkeme karar tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasında kalan süre için belirlenecek yasal faiz alacağının davalı idareden tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare tarafından açılan bedel tespit ve tescil davasında belirlenen bedelin üçer aylık hesapta nemalandırılan kısmı için dava tarihinden dört ay sonrasından mahkeme karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verildiğini, ancak vadeli hesapta nemalandırılan bu bedelin karar kesinleşinceye kadar ödenemeyeceğinden bu bedele karar tarihi ile kesinleşme tarihi arasında kalan süre için de yasal faiz ödenmesine ilişkin taleplerinin davalı idare tarafından reddedildiğini ileri sürerek, nemalandırılmasına karar verilen kamulaştırma bedeline mahkeme karar tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasında işleyecek yasal faizin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan bedel tespit ve tescil davası neticesinde kamulaştırma bedelinin bloke edildiğini, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine 19.04.2018 tarihinde 7139 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi ile eklenen "idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmesine" ilişkin düzenlemenin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi ilamı ile iptal edildiğini, ayrıca bedel tespit ve tescil davası üzerinden dosyanın karara bağlanmasıyla birlikte aleyhine ve kanuna açık aykırılık hallerinde kanun yoluna başvuru imkanı bulunduğu belirtilerek müvekkil idare yönünden usuli müktesep hak doğduğundan ve idarenin üzerine düşen kanuni yükümlülüklerini yerine getirdiğinden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedelin kararın kesinleşmesi ile ödenebilir olduğu gözetildiğinde, vadeli hesapta nemalandırılan bu bedele kesinleşme tarihine kadar faiz uygulanması gerektiği halde karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin hatalı olduğu kanaatine varılarak, karar tarihi ile kesinleşme tarihi arasında tahsili yapılamayan kamulaştırma bedeli yönünden davacının yasal faiz talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; üçer aylık hesapta nemalandırılan bedelin nemasıyla birlikte ödenmesine karar verilmesi nedeniyle faiz bakımından kesin hüküm oluşmasının yanında aynı bedel için iki defa faiz işletilemeyeceğini, kaldı ki davalı idarenin kamulaştırma bedelini depo etmekle kanuni yükümlülüğünü yerine getirdiğini, depo edilen bedelin semeresinin bankadan talep edilmesi gerektiği için davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini, mahkemece verilen kararın kesinleşmesi ile artık taraflar lehine usulü kazanılmış hakların oluştuğunu, bu hakkı ihlal edecek şekilde istemin kabulüne karar verilemeyeceğini, davacının faiz konusunda ek dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup bu nedenle vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki dava, hüküm altına alınmayan faiz alacağının tahsili istemine ilişkin olup 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının devamı ve asıl hakkın ferisi niteliğinde olduğundan, Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden iptaline karar verildiği gözetildiğinde kesinlik sınırına ilişkin düzenlemenin somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı belirtilerek işin esasına girilerek inceleme yapılmış olup davalı idare tarafından açılan bedel tespit ve tescil davasında yapılan yargılamada ilk derece mahkemesince verilen kararda üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedele dava tarihinden dört ay sonrasından karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine dair hüküm kurulduğu ve bu karara karşı tarafların mevcut haliyle faize ilişkin hükmü de kabullenerek istinaf yoluna başvurmadığı, bunun üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği gözetildiğinde, davacı açısından artık hüküm altına alınmamış bir faiz alacağından bahsedilemeyeceğinden davalı idare vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın miktar itibari kesinlik sınırının altında olduğu anlaşılmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince işin esasına girilmesinin doğru olmadığını, davalı idare tarafından faiz taleplerinin karşılanmaması nedeni ile eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi uyarınca üçer aylık hesapta nemalandırılan kamulaştırma bedeline mahkeme karar tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasında kalan süre için belirlenecek yasal faizin alacağının davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi.

3. Anayasa Mahkemesi'nin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava hüküm altına alınmayan faiz alacağının tahsili istemine ilişkin olup, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının devamı ve asıl hakkın ferisi niteliğinde olduğundan, Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden iptaline karar verildiği gözetildiğinde kesinlik sınırına ilişkin düzenlemenin somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesince işin esasına girilmesi yerindedir.

3. Davalı idare tarafından açılan bedel tespit ve tescil davasında yapılan yargılamada İlk Derece Mahkemesince verilen kararda üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedele dava tarihinden dört ay sonrasından karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine dair hüküm kurulduğu ve bu karara karşı tarafların istinaf yoluna başvurmaması üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği gözetildiğinde, davacı açısından artık hüküm altına alınmamış bir faiz alacağından bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.