"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2189 Esas, 2023/142 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/94 Esas, 2021/456 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 344 ada 35 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda tespit edilen bedel ile Kıymet Takdir Komisyonu tarafından tespit edilen bedel arasındaki farkın gerekçeli olarak açıklanmadığını, tespit edilen bedelin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli bilimsel araştırma yapılmaksızın düzenlendiğini, dava konusu taşınmazın tarla (fındık bahçesi) vasfında olup arsa vasfında kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hattın değer düşüklüğüne yol açtığı tespitinin kabulünün mümkün olmadığını, taşınmazın m² birim fiyatının çok yüksek olduğunu, kabul edilemez olduğunu, emsallerin dava konusu taşınmaza kıyasen uygulanma imkanı bulunmadığını, dava konusu taşınmaz tarla vasfında olduğunu, değerinin ortalama ürün değerleri üzerinden hesaplanması gerektiğini, bilirkişi raporunda emlak vergi değerlerinin dikkate alınmadığını, kuruluşlarının kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen kuruluşları lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na aykırı olduğunu, taşınmazda başka irtifak kamulaştırmaları nedeni ile oluşabilecek değer düşüklüklerinin araştırmasının yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bedel yönünden kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin yazı cevabında; taşınmazın 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında, kısmen kentsel yerleşme alanında kısmen de marjinal tarım alanında kaldığı, bilirkişilerce yapılan değerlendirmede; belediye hizmetlerinden yararlandığı ve etrafının meskun olduğunun tespit edildiği, parsel sorgu sisteminden yapılan gözleme göre; bir taraftan çeşitli merkezlere yakınlığı, belediyenin bir kısım hizmetlerinden (yol ve çöp toplama) yararlanması, diğer taraftan ise şehrin gelişme yönünde kalması dikkate alındığında arsa niteliğinde kabul edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Dava konusu taşınmazın kadastral parsel niteliğinde olduğu, emlak vergilerine esas rayiç değerinin 28,22 TL olduğu, somut emsal kabul edilen Aşağıincilli Mahallesinde bulunan 974 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise 1/1000 ölçekli plan dahilinde bir taşınmaz olup 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince uygulama görmüş imar parseli niteliğinde olduğu, emsal karşılaştırması sonucu bulunan değerden düzenleme ortaklık payı payı kesintisi yapılması doğru olduğu gibi vergi rayiçlerinin karşılaştırılmasında karşılaştırma oranının vergi rayiçleriyle uyumlu olduğu, bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu, belirlenen kamulaştırma bedelinin de adil ve hakkaniyete uygun olduğu, ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.05.2019 tarihli ve 2019/5-241 Esas, 2019/560 Karar sayılı ilamı ile Anayasa Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli, 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önünde bulundurularak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 344 ada 35 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfında değerlendirilerek 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kararın ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.