"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiştir.
Mahkemece verilen direnme kararı davalı idare ve ihbar olunan vekilleri tarafından temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan inceleme sonunda mahkemenin direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare tarafından yapılan kamulaştırma çalışmaları sırasında baraj havzası içerisinde bulunan içme suyu şebeke hatlarına ve mevcut su deposuna kamulaştırma kararı olmaksızın davalı idare tarafından el konulduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 125.000,00 TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili; eldeki davada görevli yargı yerinin idare mahkemeleri olduğunu, kaldı ki davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEMESİ KARARI
Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2013 tarihli ve 2013/68 Esas, 2013/523 Karar sayılı kararı ile davanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2013 tarihli ve 2013/68 Esas ve 2013/523 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; uyuşmazlığın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesi kapsamında çözümlenmesi gerektiği, davanın 05.02.2013 tarihinde açılmış bulunması, daha sonra yürürlüğe giren ve derdest davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması hususunda 3 aylık sürenin öngörüldüğü gözetildiğinde mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 11.06.2015 tarihli ve 2015/363 Esas, 2015/589 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.
C.Dairemizce Yapılan İnceleme Sonucu Dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna Gönderilmesi Kararı
Mahkemenin11.06.2015 tarihli ve 2015/363 Esas, 2015/589 Karar sayılı kararı ile direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, Dairemizin 10.07.2017 tarihli ve 2017/11913 Esas, 2017/18042 Karar sayılı ilamı ile temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda verilen 11.12.2018 tarihli ve 2017/5(18)2798 Esas, 2018/1889 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
E.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Sonrası Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.09.2021 tarihli ve 2019/90 Esas, 2021/266 Karar sayılı ilamı ile uyuşmazlığın 3533 Sayılı Kanun'un 1 ve 4. maddeleri gereğince hakeme sıfatı ile çözülmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekilince temyiz dilekeçesinde özetle; 3533 Sayılı Kanun’un “Bu Kanun'un şümulüne giren işlerin tedkik edilebilmesi, taraflardan birinin vaki olacak yazılı müracaatına bağlıdır.” denildiği uyuşmazlığın Mahkeme tarafından çözülmesi yönündeki iradesi doğrultusunda 2011 yılında işbu davanın açıldığını, davanın çok uzun bir safahat geçirdiğini, havza içindeki kullanılmaz hale gelen ve atıl durumuna düşen müvekkili idareye ait içme suyu ve şebeke hatlarını ve mevcut su depolarının davalı tarafından tahrip edilmesi nedeniyle yapılan su hatları ve su depolarının bedelinin talep edildiği, ilgili kurumun "... Bankası Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması gerekmektedir" seklinde bir cevap verdiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 3533 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.