Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3011 E. 2023/10228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonrasında tapu kaydına geçirilmeyen irtifak hakkının tescili için açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/393 Esas, 2021/967 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/193 Esas, 2018/155 Karar

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca irtifak hakkı tesisi ile bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, Hamza köyü, 225 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1987 yılında o zamanki zilyedi adına yürütülen kamulaştırma işlemleri sonucu 3056 m²lik kısmına irtifak hakkı tesis ve tescil edildiğini, daha sonra yürütülen kadastro işlemleri ile davalılar adına tespit gören taşınmaz üzerine maddi hata sonucu davacı idare lehine tesis ve tescil edilen 3056 m²lik irtifak hakkının kayıtlara geçirilmediğini bu nedenle dava konusu taşınmazın üzerindeki 3056 m²lik irtifak hakkının tesisi ve tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı idare tarafından açılan iş bu davanın maddi hata kaynaklı dava olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, gerek direk yeri mülkiyeti gerekse taşınmazın üstünden geçen elektrik hattı ile ilgili irtifak hakkı tesisine itiraz ettiklerini, anılan elektrik hattı ile ilgili olarak müvekkillerinin hiç bir bilgisinin bulunmadığını, yıllardan beri bu hattın izinsiz olarak taşınmazın üzerinden geçtiğini, davacı idare tarafından açılan haksız ve dayanaksız davanın reddine ve yapılan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreden sonra açılması nedeniyle reddine karar verildiğini, 5841 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasına eklenen cümlesinin Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/77 sayılı kararı ile iptal edildiğini bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmaması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanaklarının 15.08.1996 tarihinde kesinleştiği ve 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinde belirtilen hüküm gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddi ile mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un “Kamulaştırmadan sonra alınan tapu kaydının iptali” kenar başlıklı 36 ıncı maddesi.

3. 3402 sayılı Kanun’un “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” kenar başlıklı 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 225 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının 15.08.1996 tarihinde kesinleştiği ve davanın 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.