Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3020 E. 2023/8626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, imar planında eğitim alanı olarak belirlenen taşınmazlarına fiili el atılma olmasa dahi, idarenin uzun süre kamulaştırma veya takas yoluna gitmemesi nedeniyle kamulaştırmasız el atma hükümlerine göre bedel tahsili talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların imar planında eğitim alanı olarak ayrılmasına rağmen idarenin makul sürede işlem yapmaması nedeniyle mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde bir eylemde bulunduğu ve kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek, belirlenen bedelin idareden tahsiline dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/303 Esas, 2022/2228 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/288 Esas, 2021/696 Karar (Birleştirilen

2020/153, 2020/154, 2020/289 Esas sayılı dosyalar)

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dosyaların dava dilekçelerinde özetle; dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 43119 ada 1 ve 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmazların imar planında “temel eğitim alanı” ve “okul alanı” olarak ayrıldığını ve davalı idarece dava konusu taşınmazlara fiilen el atıldığından bedelinin kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, husumetin Maliye Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini, el atmanın mevcut olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile taşınmazlar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazların tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaralarının farklı olduğunu, birleştirme kararı verilmemesi gerektiğini, davanın idari yargıda görülmesi ve husumetin kendilerine yöneltilmemesi gerektiğini, taşınmazlarda fiili el atmanın bulunmadığını, 5 yıllık sürenin geçip geçmediğinin denetlenmediğini, davacıların hisselerinin tespit edilmediğini, güncel tapu kaydının dosyada bulunmadığını, metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, faizin başlangıç tarihine ve faiz oranına itiraz ettiklerini, uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662 Esas, 2010/651 Karar sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceğini, kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde olduğundan, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazlardaki davacılar payının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline dair kararda bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi

3.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatı bölge itibari ile Dairemiz denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.

3. Dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, Dairemiz denetiminden geçen dosyalara göre 43119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 1996 yılında onaylanmış olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “temel eğitim alanı” olarak ayrıldığı, 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da tapu kaydına göre imar uygulaması neticesi 1998 yılında tapuya tescil edilmiş olduğu ve 1/1000 ölçekli imar planında “İlköğretim alanı” olarak ayrılmış olmasına göre, makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden, idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile bedelin idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Uyuşmazlığın çözümünde adli yargı görevli olduğu gibi, 2021 yılına ait güncel tapu kayıtlarının da dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.

5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.