"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/850 Esas, 2022/2648 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/34 Esas, 2019/473 Karar
Taraflar arasındaki kat malikleri kurulu toplantısının geçersizliğinin tespiti ile muarazanın giderilmesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili ile davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde; 107, 108, 171 ve 172 parsellerde toplu yapı tesis edilmediğinin ve bu parseller arasında herhangi bir müşterekliğin bulunmadığının tespiti ile ... Sitesi adı altında yapılan 10.11.2015 tarihli toplantının ve bu toplantıda alınan kararların geçersizliğinin tespitine, davacıların 108 parselde maliki bulundukları villaların kat mülkiyeti tesis edilmiş bağımsız bölüm oldukları ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) uygun olarak yapılan 10.11.2015 tarihli toplantının usulüne uygun olduğunun tespitine, davalıların muarazasının men'ine karar verilmesini talep etmişlerdir.
2. Davacılar vekili 11.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 107, 108, 171 ve 172 parsellerde toplu yapının tesis edilmediği ve bu parseller arasında herhangi bir müşterekliğin bulunmadığının tespiti ile ... Sitesi namı altında yapılan 06.12.2015 tarihli toplantının ve bu toplantıda alınan kararların geçersizliğinin tespitine, davalıların geçersiz ve hayali olduğunu iddia ettikleri, bu yönde suç duyurusunda ve tacizde bulundukları 108 parselde davacıların maliki bulundukları villaların tapuda kat mülkiyeti tesis edilen bağımsız bölüm oldukları ve 634 sayılı Kanun'a uygun olarak yapılan 15.02.2015 tarihli toplantının usulüne uygun olduğunun tespitine davalıların muarazasının men'in'e karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili ve davalı asıl cevap dilekçesinde özetle; ... Sitesinin toplantısının 06.12.2015 tarihinde yapıldığını, bu sitede 107, 108, 171, 172 parsel olmak üzere toplam 4 parsel bulunduğunu, parsellerin ayrı ayrı ancak hepsinin bire bir aynı yönetim planının olduğunu, ... Sitesinin bu 4 yönetim planının tapuya tescil edildiğini, 1994 tarihinden bugüne kadar birlikte yönetildiğini, 2001-2002 yıllarında davacı ...'ın da yöneticilik yaptığını, davacıların önceki toplantılara katılıp olumlu oy kullandıklarını, ... Sitesinin 634 sayılı Kanun hükümlerine değil ... Medeni Kanunu'na tabi olduğunu, 06.12.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ile 06.12.2015 tarihli hazirun cetvelinden de 107, 108, 171 ve 172 parsellerin birlikte yönetildiği ve hazirun cetvellerinde 4 parselde bulunan toplam 21 bağımsız bölüm malikinin yer aldığının görüldüğünü, genel kurul toplantısında çoğunluğun olumlu oyu ile kendilerinin yönetici olarak seçildiklerini, 108 parselde malik ... ve 107 parselde malik ... Vardar'ın ortak gider borçlarını ... yönetimine ödediklerini, 4 ayrı parsel üzerinde bulunan 21 bağımsız bölüm malikinin ortak kullanımında olan personel, güvenlik, artezyen, ortak tüm site aydınlatması, su deposu ve arıtma tesisi, ortak jeneratör, kapalı yüzme havuzu ve sauna bulunan sosyal tesis ve müşterek yolların bakımı ve korunması için oluşturdukları yönetim planları ve yaptıkları genel kurullar da aldıkları kararlar nedeni ile aralarında sözleşmesel ilişki bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştirler.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalılar ... ve ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 29.12.2016 tarihli bilirkişi raporuna ek olarak verilen rapora kararda hiç değinilmediğini, ek raporda bilirkişinin 06.12.2015 tarihli toplantının geçerli olduğu kanaatini belirttiğini, geri alınan dava nedeniyle verilen ek raporun geçerli hale geldiğini, hem mahkeme hem de bilirkişi heyetlerinin kesinleşmeyen kararlara ve maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacak İcra Mahkemesi kararlarına atıf yaptığını, oysaki İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/393 Esas sayılı dosyasıyla lehe verilen karara ilişkin istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin 2017/2532 Esas, 2019/19 Karar sayılı ilamı ile reddedildiğini, bu kararın tüm savunmalarını doğruladığını, Dairenin yönetim planlarının dört parseli de bağlayan sözleşme hükmünde olduğunu belirttiğini, bilirkişilerin sadece aleyhlerine olan dosyaları inceleyip lehine olan önceki dosyaları ve raporları incelemediğini, dört yönetim planının bire bir aynı şekilde hazırlandığını, 06.12.2015 tarihli toplantıda alınan kararların 634 sayılı Kanun'a göre değil yönetim planlarına göre alındığını ve geçerli olduğunu, bilirkişilerin dört parselin ortak kullandığı tesis ve işletmelerden bahsetmediğini, arıtma tesisinin 171 parselde olduğunu, merkezi jeneratör sistemi bulunduğunu, ortak alanların aydınlatmasının bağlantılı olduğunu ve aboneliklerin ... sitesi yönetimi adına yapıldığını, güvenlik kulübesinin beraber kullanıldığını, çalışanların maaş ve primlerinin site yönetimi tarafından ödendiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
2.Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 29.12.2016 tarihli bilirkişi raporuna ek olarak verilen rapora kararda hiç değinilmediğini, ek raporda bilirkişinin 06.12.2015 tarihli toplantının geçerli olduğu kanaatini belirttiğini, geri alınan dava nedeniyle verilen ek raporun geçerli hale geldiğini, hem mahkeme hem de bilirkişi heyetlerinin kesinleşmeyen kararlara ve maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacak İcra Mahkemesi kararlarına atıf yaptığını, oysaki İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/393 Esas sayılı dosyasıyla lehe verilen karara ilişkin istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin 2017/2532 Esas, 2019/19 Karar sayılı ilamı ile reddedildiğini, bu kararın tüm savunmalarının doğruladığını, dairenin yönetim planlarının dört parseli de bağlayan sözleşme hükmünde olduğunu belirttiğini, İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/242 Esas, 2015/23 Karar sayılı ilamında usuli eksikler nedeniyle iptal kararı verildiğini, verilen kararda esasa ilişkin bir değerlendirme bulunmadığını, yine İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/468 Esas, 2018/498 Karar sayılı ilamının da henüz kesinleşmediğini, bu nedenle dikkate alınamayacağı, ilk alınan 29.12.2016 tarihli bilirkişi raporundaki raporu düzenleyen bilirkişilerden birisinin mali müşavir olup uzmanlığı olmadığını, yapılan itiraz üzerine bilirkişiden ek rapor alındığını, ek raporda toplantının geçerli olduğu kanaatinin belirtildiği, ikinci rapor alınan bilirkişi ...'in de hukukçu olmakla birlikte konuya ilişkin uzmanlığı olmadığını, yönetim planı ile 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 1 ... maddesi ile taraflar arasında meydana gelen sözleşmesel ilişkinin göz ardı edildiğini, toplantı için dört parselde bulunan 21 bağımsız bölüm malikinin tamamına tebligat gönderildiğini, alınan kararlara uyulması gerektiğini, mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi heyetinde yer alan üç bilirkişiden ikisinin konuya ilişkin uzmanlığının bulunmadığını, bilirkişilerce mahkemenin yanıltıldığını, bilirkişilerin sadece aleyhlerine olan dosyaları inceleyip lehine olan önceki dosyaları ve raporları incelemediğini, dört yönetim planının bire bir aynı şekilde hazırlandığını, yönetim planlarının hepsinde 9 adet villa yazıldığının dikkate alınmadığını, 06.12.2015 tarihli toplantıda alınan kararların 634 sayılı Kanun'a göre değil yönetim planlarına göre alındığını ve geçerli olduğunu, bilirkişilerin dört parselin ortak kullandığı tesis ve işletmelerden bahsetmediğini, arıtma tesisinin 171 parselde olduğunu, merkezi jeneratör sistemi bulunduğunu, ortak alanların aydınlatmasının bağlantılı olduğunu ve aboneliklerin ... sitesi yönetimi adına yapıldığını, güvenlik kulübesinin beraber kullanıldığını, çalışanların maaş ve primlerinin site yönetimi tarafından ödendiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili ve davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, hukuki istikrarın sağlanması gerektiğini, istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kat malikleri kurulu toplantısının geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 688 ... maddesi.
3. 634 sayılı Kanun'un 66 ncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacı tarafın parseller arasında birlikte yönetime ilişkin yönetim planı hükmü olmadığından yapılan toplantının geçersizliğinin tespiti ile muarazanın giderilmesini istediği anlaşılmaktadır.
3.Dava konusu taşınmazların 107-108-171-172 parsellerden oluştuğu, her birinin ayrı ayrı yönetim planlarının bulunduğu ve yönetim planlarında parsellerin birlikte yönetimine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, taşınmazların tapu kaydında ise 107 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 108-171-172 parsellerin müşterek medhalidir, 107 parsel 3 nolu bağımsız bölümün tapu kaydında ise 107-108-171-172 parsellerin müşterek medhalidir yazılı olduğu, buna göre 107 parsel 3 nolu bağımsız bölümün dört ayrı parselin ortak yeri olduğu, iptali istenen toplantının dört ayrı parsel kat maliklerin toplantısı olarak yapıldığı ve dört ayrı parsel yönünden kararlar alındığı anlaşılmakla; dört ayrı parsel maliklerinin genel hükümlere göre yalnızca ortak yer olan bağımsız bölümün yönetimi için toplantı yapıp karar alabilecekleri, yönetim planlarında parsellerin birlikte yönetime ilişkin bir düzenleme, diğer bir değiş ile parsellerin birlikte yönetimine dair bir yönetim planı bulunmadığına göre, her bir parselin yönetim planına aykırı yapılan toplantının ve kararlarının geçersizliğinin tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin ve davalı ...'in yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.