"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3134 Esas, 2022/2503 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/417 Esas, 2021/713 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak ve pilon yeri bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 998 ve 990 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını, bu nedenle, irtifak ve pilon bedeli ile ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 990 ve 988 parsellerde kayıtlı taşınmazlardan müvekkili Kuruma ait 154 kV Arısu GES-Van TM. Eİ. Hattı geçtiğini, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin (Değişik madde: 24 05.2013-6487 SK./21. md.) birinci fıkrasına göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanmasının dava şartı olduğunu anılan Kanun'a göre idare'ye başvurarak öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi gerekirken taşınmaz malikinin Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra Kurumlarına karşı açmış olduğu davada dava konusu taşınmaza uzlaşmaya yönelik bir talebinin bulunmaması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğu yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen irtifak ve pilon bedelinin davalı idareden tahsiline ve bu hakkın davalı idare adına tesciline, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini, ıslaha karşı beyanda bulunmak için gereken süre gözetilmeden karar verilmesinin bozma sebebi olduğunu, dava konusu taşınmazların tapu kaydında ipotek ve takyidat bulunması halinde bu ipotek ve takyidatların kamulaştırma bedeline yansıtılmasına ilişkin karar verilmesi gerektiğini, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğini, her bir dava konusu taşınmaz hakkında ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazların el atma tarihindeki vasfı tarla olup, taşınmazın değerinin tespitinin emsal araştırmasına göre değil net gelir yöntemine göre yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz uygulama görmediğinden Düzenleme Ortaklık Payı kesilmesi gerektiğini, emsal alınan taşınmazın dava konusu parsele örnek teşkil etmediğini, taşınmazların değerinin gerçek değerinden çok yüksek çıkartıldığını, dava konusu taşınmazların m² rayiç bedelinin 13,95 TL olarak belirlenmesine rağmen bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazların m² bedelinin 120,21 TL olarak yaklaşık 10 katı kadar belirlenmesinin kabul edilemez olduğunu, değer düşüklüğünün oranının % 50 olarak hesaplanmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, değer düşüklüğünün fazla hesaplandığını, bilirkişi raporunun yerleşik Yargıtay içtihatlarına, yasalara ve hakkaniyete uygun olmayan, çok fahiş bir değere ulaşılarak hazırlandığını ve hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak lehe karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre irtifak ve pilon yeri bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranının belirlenmesinin yerinde olduğu, davalı idare vekilinin istinaf istemini kabulü ile tapu kaydında bulunan takyidatların bedele yansıtılması ve maktu harç yönünden kararı kaldırarak düzeltilerek yeniden karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının ve pilon yeri bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 988 ve 990 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının ve pilon yeri bedelinin tespit edilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin (5), (6) ve (7) numaralı bentlerinin çıkarılarak yerine "5-Alınması gerekli 8.479,45 TL harçtan peşin alınan 2.174,40 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 6.305,05 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, davacı tarafından iş bu dava dosyasında yapılan harç, tebligat, yazışma, keşif ve bilirkişi ücretleri toplamı 4.649,50 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.