"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/488 Esas, 2020/130 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, Aşağımahalle Mahallesi 177 da 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile yol olarak terkinine karar verilmesin talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurum tarafından dava konusu taşınmaz için tespit edilen bedeli kabul etmediklerini, bu bedelin piyasa değerinin çok altında olduğunu, müvekkiline ait taşınmazın ana yola yakın olduğunu, belediye hizmetlerinden faydalandığını yine bulunduğu konum itibarıyla değerli bir taşınmaz olduğunu, ayrıca civarda bulunan taşınmazların piyasa rayiç değerleri göz önünde bulundurulduğunda bu bedelin piyasa rayiç değerinin çok altında olduğunu tüm bu nedenlerle taşınmazın imar durumu da göz önünde bulundurulmak kaydı ile açılan haksız davanın reddine, davaya konu taşınmazla ilgili olarak belirtmiş oldukları hususlar dikkate alınmak kaydı bedelin tespitine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2014 tarihli ve 2013/256 Esas, 2014/256 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 04.06.2014 tarihli ve 2013/256 Esas, 2014/256 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 11.04.2013 tarihi itibarıyla ... Organize Sanayi Bölgesi 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde olup olmadığı KOSBİ'den sorulduktan ve dosya kapsamında bulunan ... Belediye Başkanlığının 09.05.2013 ve 04.03.2016 tarihli yazıları arasındaki dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin çelişki giderildikten sonra, taşınmazın arsa vasfında olduğunun anlaşılması durumunda emsal kıyaslaması yapılarak, taşınmazın kısmen ya da tamamen değerlendirme tarihi olan 11.04.2013 tarihi itibarıyla düzenlenen imar planı içinde olmaması halinde; dava konusu taşınmazın kısmen kapama kiraz bahçesi, kısmen kapama zeytinlik niteliğinde olduğunun kabulü ile daha önceki yıllara ilişkin olarak (5 yıl) normal koşullarda Tarım İlçe Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarlarının ortalamasının dikkate alınması gerektiği, %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması, objektif değer artırıcı unsurun % 200 oranında olacağı ve taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 1.218,36 m²lik kısmın konumu, yüzölçümü ve geometrik durumu nazarı alındığında, bu bölümde % 30 oranında değer kaybı olması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının düşük belirlendiğini, objektif değer artışının % 200 uygulanması ile bedelin çok yüksek belirlendiğini, verim satış bedeli ve net gelirin yüksek belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer kaybı olmayacağını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özellikleri konumu dikkate alındığında belirlenen bedelin gerçek değerini yansıtmadığını, belirlenen bedelin çok düşük olduğunu, objektif değer artışının çok daha yüksek alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranınnın %5 olarak alınmasının dayanağının olmadığını, daha düşük alınması gerektiğini, taşınmazın arsa vasfında olduğu gözetilmeden düşük bedel belirlendiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi vasfındaki dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahalle Mahallesi 177 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak adil ve hakkaniyete uygun olarak bedel bozma sonrasında alınan denetime elverişli gerekçeli ek rapora dayanılarak karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının sonut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.