Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3213 E. 2023/8797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, bağımsız bölümlerin arsa paylarının mevcut değeriyle orantılı olup olmadığı ve tapuda tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının arsa payı belirleme aşamasında malik olmadığı ve bilirkişi raporlarının davanın kabulü için yeterli somut veri içermediği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2040 Esas, 2022/2554 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/440 Esas, 2020/89 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak sureti ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 87 pafta, 881 ada 46 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkilinin taşınmazının 8 katlı, 6 bağımsız bölümlü binada yer aldığını, binanın giriş katındaki 1 dairenin büyüklüklerinin üst katlardaki dairelerin büyüklüklerinden az olmasına ve müvekkilinin dairesinin deniz manzarası almasına karşın, tüm maliklerin arsa payı oranlarının 1/6 olduğunu, müvekkiline ait arsa payının yeniden belirlenmesi ve düzeltilmiş haliyle tesciline karar verilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğunun doğduğunu belirterek, ana taşınmazın bağımsız bölümlerine özgülenen arsa paylarının; büyüklüklerine, konumlarına ve değerlerine göre yeniden belirlenerek tapuya tesciline karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan 46 numaralı parselde hak sahiplerine 10/60 olarak hisse dağılımı yapıldığını, riskli yapı raporu alınan binanın yıkılarak yeniden inşa edilmesi gerektiğini, taşınmazda 6306 sayılı Kanun kapsamında 2/8 çoğunlukla karar alma sayısına ulaşılmış olduğunu, 2006 yılında, mevcut arsa payı ile dairesini satın alan davacının, 12 sene sonra, binanın yıkılarak yeniden inşası aşamasında hisse düzeltme davası açmasının manidar olduğunu, davacının dairesinin binadaki en kıymetli daire olduğu iddiasının gerçek olmadığını, aynı kattaki 5 nolu dairenin güney cepheye bakması sebebi ile daha değerli olduğunu talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ..., ... ve ... ayrı ayrı verdikleri istinaf dilekçelerinde özetle; mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının taşınmazı 12 sene önce aldığını ve kullandığını, taşınmazın riskli yapı olup yıkılacağı anlaşılınca iş bu davanın açıldığını, bilirkişi raporunun eksik araştırma ile verildiğini, tarafların kendi aralarında anlaşarak protokol yaptıklarını, kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa payları arasında orantısızlık olduğu hususunun ispat edilemediği, kat irtifakı tesisinin üzerinden 60 yıla yakın zaman geçtiği ve bu süreçte arsa paylarına itiraz edilmediği gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesis etmek sureti ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu dairenin boğaz manzarasına sahip olup, diğer dairelerin bu özelliğinin olmadığını, haricen alınan gayrimenkul değerleme raporlarında da bu hususun daireye değer kattığının belirlendiğinin, raporların eksik olduğu düşünülüyor ise yeniden rapor alınma yoluna gidilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1968 yılında kat mülkiyetinin tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Her ne kadar dosya içindeki tapu kayıtlarından davacının arsa payı belirleme aşamasında malik olmadığı anlaşılmakta ise de bilirkişi raporlarının davanın kabulü için yeterli somut veri içermediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.