Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3323 E. 2023/9497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği iddiasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelinin emsal karşılaştırması yoluyla tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiği ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1036 Esas, 2023/48 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/33 Esas, 2021/200 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4007 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmadığı hâlde, imar planında eğitim alanı olarak ayrıldığını, bu nedenle mülkiyet hakkının kısıtlandığını, taşınmaza hukuken el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası ya da kısmi dava açmasında hukuk yarar bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, eğitim alanlarının kamulaştırma işlemlerinden Belediyelerin sorumlu olduğunu idarelerine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat isteminin kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzlaşmanın dava şartı olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, idarelerine husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın kadastral parsel olup olmadığının araştırılarak düzenleme ortaklık payı kesintisinin dikkate alınması gerektiğini, taşınmaza kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; idarelerine husumet yöneltilemeyeceğini, imar planlarını yapan Belediyenin sorumlu olduğunu, taşınmazın kadastral parsel olup olmadığının araştırılarak düzenleme ortaklık payı kesintisinin dikkate alınması gerektiğini, taşınmaza fiilen kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, 26.11.2022 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) yapılan ekleme ve değişikliklerle Ek Madde 4 uyarınca harçların maktu belirleneceği düzenlendiği, vekâlet ücretinin de maktu olması gerektiğini ileri sürerek kararı bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci ve Ek Madde 1 ve 4'üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4007 ada 2 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacının hissesi oranında iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalı ... adına tesciline karar verilmesi hatalıdır.

5. Hukuken el atılan dava konusu taşınmaza davacı payına düşen tazminat bedeli üzerinden 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'na eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası uyarınca ve Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;

a) (2) numaralı bendinde bulunan "davalı idare" kelimelerinin çıkartılmasına yerine "Hazine" kelimesinin yazılması,

b) Vekâlet ücretine ilişkin (6) numaralı bendin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.