Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3328 E. 2023/10379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve emsal karşılaştırması sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak, el atılan taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ve bedelinin davalı idareden tahsilinin uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2083 Esas, 2023/162 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/160 Esas, 2021/177 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, Kurtköy Mahallesi 1526,1528,1531 ve 1533 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından yol ve refüj yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmazlar bedelinin davalı idareden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul etmediklerini, davanın dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu edilen parsellerin 20.04.2007 ve 15.02.2013 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yol ve DSİ isale hattı sebebiyle kısmen park olarak planlandığını, söz konusu parsellerden ifraz edilen kısımların 05.07.1991 tarihli ve 4746 yevmiye nolu işlem ile DSİ Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, taşınmazların DSİ Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda bulunduğunu, kendileri tarafından yapılan bir imar planı uygulaması çalışmasına dahil edilmediklerini, düzenleme ortaklık payı kesintisi de yapılmadığından, kadastral parsel niteliği bulunmadığını, davanın öncelikle husumetten reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebi ile de esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

2.İhbar olunan DSİ Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, kurumun bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın öncelikle husumetten, haksız olduğu nedeni ile her halükarda esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevcut imar uygulamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, taşınmazın arazi vasfı taşıdığını, bedelden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini, hükme esas alınan rapora vaki itirazlarının karşılanmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, Kurtköy Mahallesi 1531 parsel, (eski 523 Parsel), 1526 parsel (eski 515 Parsel), 1533 Parsel (eski 567 Parsel), 1528 Parsel (eski 522 Parsel) taşınmazların 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazların fiilen el atılan kısmının bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.