Logo

5. Hukuk Dairesi2023/333 E. 2023/6449 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlar, taşınmazın imar durumu ve vergi rayiçleri gibi hususlar gözetilerek taşınmazın değerinin doğru hesaplandığı, bedelin dava ve ıslah tarihlerine göre faiziyle birlikte hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1893 ada 1 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, kullanım hakkı Milli Eğitim Bakanlığına ait olan taşınmaz ile ilgili uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin piyasa rayiçlerinin altında kaldığını, ıslah tarihi ile dava tarihi olarak ayrı ayrı faiz başlangıç tarihlerinin belirlendiğini, faiz başlangıç tarihinin fiili el atma tarihi olması ve aksinin düşünülmesi halinde de değerin tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, hükmedilecek faizin kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz oranı olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dayanak raporun denetime elverişli olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ileri sürülen istinaf sebepleri ve istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alınarak yapılan incelemede; belediye yazı cevabına göre dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim tesis alanında kaldığı, dolayısıyla arsa vasfında olduğu, somut emsal kabul edilen Hacıhalil Mahallesinde bulunan 184 ada 14 parsel taşınmazın ise imar kanunu gereğince uygulama görmüş imar parseli olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kaldığı, her iki parselin de imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı düşülmemesinin doğru olduğu gibi dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın vergi rayiçlerinin karşılaştırılmasında dava konusu taşınmazın rayiç değerinin 320,00 TL, somut emsalin rayiç değerinin ise 448,48 TL olduğu, dolayısıyla uyumlu olduğu, neticeten; bilirkişi heyetince taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile emsal incelemesi yapmak suretiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 ve 12 nci maddeleri çerçevesinde taşınmazın değerini belirlemeleri ve buna göre bilirkişilerin dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın konum, nitelik ve vergi beyanları itibarıyla karşılaştırma yaparak benzer özellikleriyle üstün ve eksik yanlarını da belirtmek suretiyle 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi çerçevesinde her iki taşınmazı kıyaslamak suretiyle dava konusu taşınmazın değerini belirlemelerinde isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak başkaca paydaşlar tarafından açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebini içeren ve Dairemiz incelemesinden geçen 2019/673 Esas sayılı dosyada değerleme tarihi olan 21.06.2017 tarihi itibari ile m² birim fiyatının 3.301,70 TL, birleştirilen dosya değerleme tarihi olan 24.01.2018 tarihi itibari ile 3.571,18 TL/m² birim fiyatının Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli ve 2020/1236 Esas, 2021/673 Karar sayılı ilamı ile onandığı gözetildiğinde eldeki dosya bakımından değerleme tarihi olan 15.12.2017 tarihi itibari ile taşınmazın 3.537,00 TL olarak belirlenen m² birim fiyatının hakkaniyetli olduğunu, 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı madde hükmüne göre; 09.10.1956 - 04.11.1983 tarihleri arasındaki el atmalarda taraflara öncelikle uzlaşma şartı getirilmiş, 04.11.1983 sonrası el atmalarda ise uzlaşma şartı aranmaksızın el atılan taşınmaz bedeli 16.05.1956 tarihli ve 1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacıya ödenmelidir. (Emsal Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2017/17462 Esas, 2018/18695 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan okul binasının 2010-2011 yıllarında yapıldığı anlaşıldığından, davalı idarenin dava konusu taşınmaza fiilen el attığı tarihin 1983 sonrası oluşu dikkate alınarak yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, her ne kadar davacı tarafça mahkemece hüküm altına alınan tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren en yüksek faiz uygulanması talebi ile İlk Derece Mahkemesi kararı istinaf edilmişse de davacı yanın ıslah dilekçesinde açıkça ıslah edilen kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin talep edildiği, bu suretle İlk Derece Mahkemesince ıslah edilen kısım bakımından taleple bağlı kalınarak ıslah tarihinden, dava dilekçesinde belirtilen kısım bakımından ise dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2.İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmü şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan fiilen el atılmış olduğu, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi tespit edilen bedelin aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar dikkate alındığında yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Taşınmaza dava tarihine göre değer biçildiğinden, dava dilekçesinde talep edilen miktar için dava tarihinden, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah dilekçesinde açıkça ıslah tarihinden itibaren faiz isteminde bulunulmuş olduğundan, ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı gibi uygulanacak faizin de yasal faiz olarak belirlenmesi doğrudur.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.