Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3351 E. 2023/10186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında, Yargıtay’ın bozma ilamına uyularak verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunda, kamulaştırma bedeli, arta kalan kısmın durumu, yapı bedeli hesabı ve vekâlet ücreti konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, davalı vekilinin kamulaştırma bedeli, arta kalan kısmın durumu ve yapı bedeli hesaplamalarına ilişkin temyiz itirazlarını yerinde bulmazken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları gözetilerek davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu kabul ederek mahkeme kararının vekalet ücreti kısmının düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/8 Esas, 2019/133 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ağrı İli, ... ilçesi, ... köyü, 1000 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek bedelinin tespitini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.04.2016 tarihli ve 2015/510 Esas, 2016/303 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 29.04.2016 tarihli ve 2015/510 Esas, 2016/303 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda.; sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza net gelirine göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği; ancak taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın %5 kabulü ile az bedel tespiti, taşınmaz üzerinde bulunan ahır niteliğindeki yapının dosyaya ve bilirkişi raporuna yansıyan özelliklerine göre yapı sınıfı 1/B olarak alınması gerektiği gözetilmeden, 2/A sınıfında kabul edilerek, fazla yapı bedeli tespit edilmesi, dava konusu taşınmazda kamulaştırma sınırı içerisinde kalan ahırın 4,89 m² bölümünün bedeli ile ahır duvarının geri çekme masraf bedelinin hükmedilmesi gerekirken (A) harfi ile gösterilen ahırın tüm alanının bedelini hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin bozma kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; Dairemizin bozma ilamına, 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un10 uncu maddesinin sekinzinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği bu sefer yapılan incelemede anlaşılmakla; Dairemizin 22.02.2018 tarihli ve 2016/18621 Esas, 2018/2546 Karar sayılı bozma ilamından, "Doğru görülmemiştir" ibaresinin çıkartılmasına, yerine "Doğru olmadığı gibi" ibaresinin yazılmasına, ayrıca bozma ilamına son bir bent olarak, "7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden" cümlesinin eklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçesiyle karar düzeltme isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının 637,22 m²lik kısmının iptali ile idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımda yaşam alanı kalmadığını, taşınmazın arsa olarak nitelendirilmesi gerektiğini, yapı bedelinin hatalı hesaplandığını, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini, bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, vekâlet ücreti takdirine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; vekâlet ücretine ilişkin (2) numaralı bendinde yer alan ''Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinde yürürlülükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2,725,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,'' ifadesinin hükümden tümüyle çıkartılmak suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.